"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/942 E., 2022/1597 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/148 E., 2021/515 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, özellikle son bir kaç yıldır çocuklar ile ilgilenmediğini, evin tüm genel temizlik, yemek, çocukların bakımı ve diğer tüm ihtiyaçlarının annesi tarafından yerine getirildiğini, ev ve çocuklarla ilgili tüm sorumluluğu annesinin üzerine yıktığını, bu sebeplere kadının annesinin evlerinin üst katına taşındığını, annesinin yardımdan öteye gittiğini, ortak evin düzenine, eşler arasındaki ilişkiye müdahale ettiğini, annesinin, sürekli küfür, hakaret ve tehdit ettiğini, annesini uyarmadığını, çalışmasına rağmen eve hiç bir maddî katkıda bulunmadığını, maaşının tamamını annesine verdiğini, son 6 yıldır komşu, arkadaş ayırt etmeksizin herkesten kıskandığını, birileri ile ilişkisi olduğunu ileri sürdüğünü, annesinin de bu iddiayı desteklediğini, kadının her hafta sonu olduğu gibi 2016 yılı Ekim ayının son hafta sonunda evi, eşi ve çocuklarla ilgilenmek yerine annesi ile birlikte gezme planı yaptığını, erkeğin eşinden kendisi, çocukları ve evi ile ilgilenmesini istemesine rağmen yine de söylemlerini dikkate almadığını, artık bunaldığını, çocuklar önünde tartışma olmaması için evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evi, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eş ve ailesinden habersiz yıllarca ayrı bir ev tuttuğunu, ayrı bir hayat kurduğunu, ailesine ayırması gereken zamanı spor, gezi, alkol, eğlence ve başka kadınlara ayırdığını, gece yarılarına kadar eve gelmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, yılda 2-3 kez yalnız başına yurt dışı seyahatlerine gittiğini, Tayland, Ukrayna, Gürcistan ve Güney Amerika'ya gittiğini, çocukları aşağıladığını, hakaret ettiğini, 25.09.2016 tarihinde komşusu ile birlikte yeğeninin bebeğinin mevlüdüne katılmak istediğini, bunu, erkeğe söylediğinde, erkeğin çocuklara bakamayacağını söyleyerek tartışma çıkardığını, çocukların oda kapılarını yumruklayarak kırdığını, kadının da çocukları alarak evden çıktığını, bu tarihten sonra tarafların hiç konuşmadığını, erkeğin zaman zaman eve gelip gittiğini, 24.10.2016 tarihinde de eş ve çocuklara haber vermeden evi terk ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukaların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili 06.11.2019 tarihli karşı davayı ıslah dilekçesi ile; erkeğin kadını defalarca aldattığını, şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, çocuklara da şiddet uyguladığını, savurgan bir hayat yaşadığını, ikametgahını taşıyarak ayrı bir ev tuttuğunu, kendisini bekar olarak tanıtarak başka kadınlar ile ilişki kurduğunu, 28.10.2019 tarihinde ... Sarot Termal Park Otel Spa'da ... .. adlı kadın ile kaldığını, bu kadın ile çekildiği yarı çıplak fotoğrafı İnstagram'da paylaştığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkollü olarak gece geç saatlerde eve geldiğini, yurt dışına defalarca yalnız başına gittiğini, aşırı harcama yaptığını belirterek tarafların zina nedeni ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka kadınla görüştüğünü buna ilişkin fotoğraf ve yazışmaların dosyaya sunulduğunu, tanık beyanları ile de bu hususların ispat edildiğini bu hali ile erkeğin sadakatsiz davranış içinde olduğunu, kadına şiddet uyguladığını ve evin ihtiyaçları ve çocukları ile ilgilenmediğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağırkusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı - karşı davalı erkek davasını ispatlayamadığından davasının reddine, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, zina sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin hakaret kusurunun da sabit olduğunu, ıslah ile dava tarihinden sonra gerçekleşen yeni vakıaların ileri sürülemeyeceğini, bu nedenle dava tarihinden sonra erkeğin başka kadınla otelde kaldığına ilişkin iddiaların dikkate alınamayacağını, bu anlamda zina yönünden davanın reddinin doğru olduğunu, ancak erkeğin bu vakıa dışında da başkaca kadınlarla görüştüğünü ve kadının dava dilekçesinde erkeğin sadakatsizliğine de dayandığını dolayısıyla sadakatsizlik vakıasının ispatlandığını, kadının sürekli ve düzenli geliri bulunduğunu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğini, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur durumuna göre kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadin lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle,kadının, evlilik birliğinin ilk günlerinden itibaren evlilik birliğinin gerektirdiği görev ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ev, eşi ve çocuklarla hiç ilgilenmediğini, tüm ihtiyaçlarız karşı yanın annesi tarafından yerine getirildiğini, her gün erkeği komşu, akraba, arkadaş ayırt etmeksizin en yakınlarından dahi kıskandığını, birileri ile ilişkisi olduğunu ileri sürdüğünü, kıskançlıkları ile erkeğe hayatı zindan ettiğini, tüm arkadaşları içerisinde küçük düşürerek onurunu kırdığını, yanında olan, sosyal medyada fotoğrafını beğenen ve sosyal paylaşım hesabında ekli her kadını erkeğin sevgilisi olarak gördüğünü, annesinin sürekli olarak küfür ve hakaret ettiğini, müdahalede bulunduğunu, sadakatsizlik iddiasına ilişkin tanıkların görgüye dayalı olmadığını, sadece karşı yanın anlatımlarından ibaret bilgileri olduğunu, erkeğin ekonomik durumunun iyi olmadığını, lüks bir hayat sürmediğini, hatta ailesinden yardım aldığını, çocukların devlet okuluna gittiği de dikkate alındığında nafaka miktarının yüksek olduğunu belirterek her iki dava ve fer'îler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin kadının aylık maaşı ve yoksulluk nafakasına ilişkin tespit ve değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, kadının Ağustos 2022 yılında aldığı net ücret tutarının 9.596,15 TL olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığını, tazminat tutarlarının düşük olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile reddedilen yoksulluk nafakası taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği tazminatların miktarı, tedbir ve iştirak nafakaları ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Mahkemece, davalı-davacı kadının düzenli işi ve geliri olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-davacı kadının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, ... erkeğin ise ticaretle uğraştığı, üzerine kayıtlı gayrimenkulü ve aracının olduğu dolayısıyla ... erkeğin gelirinin davalı-davacı kadından daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta erkeğin ekonomik, sosyal durumu ve gelir düzeyi dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakası koşulları davalı-davacı kadın yararına gerçekleşmiş olup, tarafların sosyal ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.