Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8113 E. 2024/6062 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, dosyadaki telefon kayıtları, tanık beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde kadının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve eşit kusurlu sayılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin erkeği ağır kusurlu bulup kadına tazminata hükmeden kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/803 E., 2023/935 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/500 E., 2021/71 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl dava dosyasında hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeni ile açılan boşanma davasının reddine, eşya alacağı isteminin kısmen kabulüne, kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davasının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birlik sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin zoru ile hamileliğine son verdirdiğini, gece eve gelmediğini, eve maddi katkı sağlamadığını, ameliyat olduğunda ilgilenmediğini, memleketine gidip kadını yanında götürmediğini, yataklarını ayırdığını, kaba davrandığını, küfür ettiğini, ortak evden kovduğunu, erkeğin eniştesinin cinsel tacizde bulunmasına rağmen bu konuda sessiz kaldığını, hakaret ve aşağıladığını, ilgisiz olduğunu iddia ederek, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 500,00 TL katkı payı ve katılma alacağının erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği başka bir erkekle aldattığını, erkeğin önceki evliliğinden olan epilepsi hastası kızının kendileri ile birlikte yaşayabileceğini kabul etmesine rağmen daha sonra çocuğu istemediğini, erkek şehir dışında bulunduğu sırada ortak evden eşyaları alarak ayrıldığını, iftiralarda bulunduğunu, kötü davrandığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutta bulunan eşyaların bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin kadından tahbiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili 06.12.2018 tarihli duruşmasında, zina nedeniyle de boşanma taleplerinin olduğunu beyan etmiştir.

3.Davalı-davacı erkek vekili 28.10.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; eşya alacağı için 1.000,00 TL taleplerini bu kapsamda 10.852,00 TL'ye arttırdıklarını belirterek eşyalar için 10.852,00 TL'nin yasal faizi ile kadından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine yönelik kırıcı ve aşağılayıcı sözlerinin olduğu, memleketine yalnız gittiği ve eşini götürmediği, eşi ile ayrı yattığı, kadının ise eşi ve önceki evliliğinden olan kızı ile sohbet etmedeği, yemek yemediği, haber vermeden evdeki eşyaları taşıdığı, sadece kendi ihtiyacı kadar alışveriş yaptığı, temizliği eşinin yapmasına sebebiyet verdiği, eşinin ailesinin ortak evde gelmesinden rahatsız olduğu, telefonunu sessize aldığı, telefon ile konuşmak için farklı odaya geçtiği, sürekli telefon ile mesajlaştığı, eve geç geldiği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği, tarafların her ikisinin kusurlu olduğu, kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeni ile açılan davasının reddine, yasal koşulları oluşmadığından kadının maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, erkek için 25.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin eşya alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile; 1 adet BEKO marka 9430NM no-frost buzdolabının değeri olan 2.326,00 TL ile 1 adet BEKO marka D7 7101E çamaşır makinasının değeri olan 2.033,00 TL ile BEKO marka B40L57454B televizyonun değeri olan 1.769,00 TL olmak üzere toplam 6.128,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, eşya alacağına konu BEKO marka led televizyon, BEKO marka mikrodalga fırın , BEKO marka bulaşık makinası, SİMBO marka kahve makinası, ARÇELİK marka kettle, 1 takım tencere seti, 3 adet makine halısına ilişkin taleplerinin eşyaların tarafların paylı mülkiyetinde olduğunun tespitine, kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin ağır kusurlu olduğunu, hakaret ve tehditleri nedeniyle Bakırköy 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/351 Esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılandığını ve ceza aldığını, gelir durumuna göre kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini, erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkek lehine hükmedilen tazminat miktarının çok az olduğunu, gerekçeli kararın 6 ve 7 nci maddesinde belirtilen eşyaların tamamının kadın tarafından evden götürüldüğünün sabit olduğunu, gerekçeli kararın 7 nci maddesinde belirtilen eşyaların tarafların paylı mülkiyetinde olduğunun düşünülmesi durumunda yarı bedelinin erkeğe verilmesi gerektiğini, mahkeme kararının belirsiz olduğunu, gerekçeli kararın 1 inci maddesinde kadının açtığı boşanma davasının reddine karar verildiğini, buna karşın erkek aleyhine vekâlet ücretine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kabul edilen tazminat miktarları, eşyanın paylı mülkiyetine ilişkin kararı ile eşya alacağının reddedilen kısmı ve karşı taraf lehine boşanma kararı için vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan inceleme sonucu; erkeğin, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine yönelik kırıcı ve aşağılayıcı sözler söylediği, memleketine yalnız gittiği ve eşini götürmediği, eşi ile ayrı yattığı, kadının ise, haber vermeden evdeki eşyaları alarak evden ayrıldığı, böylece evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle, erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin doğru görülmediği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerekirken, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, tarafların paylı mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilen eşya değeri 4.724,00 TL olup, istinaf edilebilirlik sınırının altında kaldığı, bu nedenle erkeğin eşya alacağına ilişkin istinaf talebinin, miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesi ile kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin davacı-davalı kadının az kusurlu, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın bunlara ilişkin kısmının kaldırılmasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin eşya alacağına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle kesin olması nedeniyle usulden reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, celp edilen SMS kayıtları ve kadının dava dışı bekar 3. bir kişi (H. M.) ile görüşmesi ve samimi yazışmaları dikkate alındığında kadının erkeği aldattığının sabit olduğunu, erkeğin bu olaydan sonra kanser olduğunu ve kanser tedavisi gördüğünü belirterek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ile reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkek ve kadın yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine yönelik kırıcı ve aşağılayıcı sözler söyleyen, memleketine yalnız giden ve eşini götürmeyen, eşi ile ayrı yatan erkeğin ağır, haber vermeden evdeki eşyaları alarak evden ayrılan kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi doğru görülmeyerek tazminatların kaldırılmasına, kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir. Karar davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın tetkikinden, kadın tarafından ....06.82 ile biten hattın eşi adına kayıtlı olduğu, eşinin bu hattan H. isimli şahıs ile kendisi gibi yazışma yaparak delil elde etmeye çalıştığı iddia edilmiş ise de kadının, erkek tarafından bu iddia ileri sürüldükten sonra 25.12.2018 tarihinde Bakırköy 8. Aile Mahkemesi'nin 2019/287 Değişik İş sayılı dosyasında tehdit ve hakaret iddiası ile erkekten şikayetçi olduğu, kadının ve Hakan isimli şahsın kollukta ifade verdiği, kadının kolluktaki 30.05.2019 tarihli ifadesinde, taşındıktan sonra eşinin kullanmış olduğu sonu...56.23 ile biten hattan, kendisinin kullanmış olduğu sonu ...06.82 ile biten hatta hakaret dolu mesajlar atmaya başladığını, 2018 yılının Temmuz ayında eşi ile karşılaştıklarını, eşinin kendisini tehdit ettiğini, kullanmış olduğu ...06.82 no'lu hattın eşinin üzerine olduğunu, bu hattı kırıp attığını, kendisine yeniden hat çıkarttığını, yeni bir numara aldığını, eşinin kendisinden habersiz olarak hattını kaybettiğini söyleyerek yeniden kart çıkarttırdığını, kadının whatsapp'ına girerek kadının arkadaşı olan Hakan isimli şahsa kendisinin ağzından mesajlar attığını, eşi aradığında telefonu açmadığını, erkeğin kendisine tehdit ve hakaret mesajlarını ...06.82 no'lu telefondan attığını, bu hattı kırıp attığı için bu mesajların telefonunda bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Erkek hakkındaki hakaret suç tarihi 28.06.2018 olup, erkek hakaret suçundan ceza almış, kadın iş bu boşanma davasını 05.07.2018 tarihinde açmıştır. Kadının kolluk ifadesinde hakaret içerikli mesajların kullandığı eski hattı olan ...06.82 no'lu telefon hattına geldiğini beyan etmesi karşısında en azından hakaret tarihi olan 28.06.2018 tarihine kadar kadının ...06.82 no'lu hattı kullandığı, dosya arasına alınan erkek adına kayıtlı...06.82 no'lu hatta ait telefon dökümleri incelendiğinde, dava açılmadan öncesinde kadının bu hattı kullandığı döneme denk gelen 19.06.2018 ile 28.06.2018 tarihleri arasında Hakan isimli şahsa ait hat arasında telefon görüşmelerinin bulunduğu, görüşmelerin birkaçının gece geç saatte olduğu, hattın başlangıç tarihinin 19.05.2011 ve bitiş tarihinin 05.09.2019 olduğu, kayıtlarda 24.06.2018 tarihli erkek adına kayıtlı olan ve erkeğin kullandığı sabit olan ....56.23 no'lu hat ile erkek adına kayıtlı ...06.82 no'lu hat arasında görüşmelerin bulunduğu, erkeğin adına kayıtlı iki hattı aynı anda kullanmasının mümkün olmadığı ve kadının bir kısım beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, dosya arasında bulunan tanık beyanları, değişik iş dava dosyası, kolluk ifadesi ve telefon görüşmelerine ilişkin dökümler bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı-davalı kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğunun kabulü ile kadına bu eylemin kusur olarak yüklenmesi gerekir. Tarafların gerçekleşen kusurlu davranışları birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

3.Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Yukarıda ikinci bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.