"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2438 E., 2023/1260 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/9 E., 2022/644 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili asıl davada özetle; müvekkilinin fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, erkeğin sadakatsiz olduğunu ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ev ve ortak çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, saygı ve sevgi göstermediği gerekçeleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir/iştirak, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası bağlanmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın müvekkiline ödenmesine, ziynetlerinin aynen müvekkiline iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 15.04.2022 tarihli dilekçesi ile ziynet eşyası bedelini 143.653,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek ise cevap ve karşı davasında özetle; iddiaların mesnetsiz olduğunu, tüm ayrılıklardan sonra tarafların barıştığını bu nedenle iddiaların af kapsamında kaldığını, delil mahiyetinde sunulan konuşma ve görüntülerin hukuka aykırı delil mahiyetinde olduğunu savunmuş, davacı - karşı davalı kadının hakaret ettiğini, kendisini küçük düşürdüğünü, uyumsuz ve iletişime kapalı olduğunu, yatakları ayırdıklarını, evin giderlerine katılmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası bağlanmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ve erkeğin kabulünde olan yazışmalardan, erkeğin, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla evlilik birliğinden beklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı ve güven sarsıcı yazışmalarda bulunduğunun anlaşıldığı; yine dava dilekçesi ekinde yer alan fotoğraflarda erkeğin birden fazla kadınla birlikte çekilmiş evlilik birliğinin gerektirdiği güveni zedeleyecek samimi fotoğraflarının yer aldığı; yine erkeğin tanığı ...'ın beyanında "erkeğin, kadını uyum sağlayamadığı için tatillere götürmediğini" ifade ettiği; sonuç olarak, erkeğin güven sarsıcı davranış içerisinde bulunduğunun sübut bulduğu; erkek tarafından her ne kadar, kadının hakaret ettiği kendisini küçük düşürdüğü, uyumsuz ve iletişime kapalı olduğu iddia edilmiş ise de toplanan delillerden erkeğin iddialarının sübut bulmadığı; evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ise atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı kabul edilerek, asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için karar tarihine kadar aylık 800,00 TL tedbir, karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı-karşı davalı kadın için aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası bağlanmasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı kadına verilmesine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynetlerin aynen davacı-karşı davalı kadına iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 128.689,00 TL'nin 1.000,00 TL'si için dava tarihinden itibaren, geriye kalan kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalı kadına verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; hükmedilen nafakalar ile tazminatların miktarı ile kısmen reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; her iki dava, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, velâyet, kısmen kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı-karşı davalı kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası1, 169 uncu maddesi, 175 inci ve 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şartlarının bulunduğu, davalı-karşı davacı erkek yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şartlarının bulunmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu; kadının kabul edilen kısım yönünden ziynet alacağı davasını tanık beyanları ile ispat ettiği, reddedilen ziynetlerinin davalıda kaldığını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kendi reddedilen davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ile tazminat ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyeti ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.