"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1513 E., 2023/2119 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/290 E., 2023/140 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının değişken ruh haline sahip olduğunu, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, son zamanlarda erkek ile ilgilenmediğini, ortak çocukları okula götürmediğini, yemek temizlik yapmadığını, psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğunu, yatağını ayırdığını, sosyal medyadan başka erkeklerle yazıştığını, bu olaylar nedeniyle erkeğin durumu kadının ailesine bildirdiğini, bu olaylardan sonra kadının erkeğin arkadaşları ve ailesinin yanında erkeği sevmediğini, onunla birlikte olmak istemediğini ve bırakıp gideceğini belirttiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadının telefonuna program yüklediğini söylediğini, sürekli psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadına baskı oluşturduğunu, kendi abisini eve getirip misafirlik sınırını aşan düzeyde ortak evde kalmasını sağladığını, bu nedenle tartışmaların yaşandığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, sürekli hakaret ettiğini, başka birisi ile ilişki yaşadığını, bu kadını telefonuna erkek ismi ile kaydettiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ara ara ortak çocuklarını okula götürmeyi aksattığı, ortak evde yemek yapmadığı, ev içerisinde günlük temizlik gibi işleri aksattığı, başkalarının yanında davacı- karşı davalı erkeğe küçük düşürücü sözler söylediği; erkeğin ise kendi abisini eve getirdiği ve misafirlik sınırlarını aşacak düzeyde evde kalmasını sağladığı, davalı karşı davacı kadının çalışmak istemesine karşın çalışmasına engel olup karşı çıktığı, hakaretler ettiği, başka bir kadınla ilişkisi olup sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları olduğu erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler, çocuğun anne ile yaşıyor olması ve annesinin yanında olmayı tercih etmesi gibi hususlar gözetilerek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kusurlardan başkaları yanında küçük düşürücü sözler söyleme vakıasına usulünce dayanılmadığından bu kusurun kadına yüklenmemesi gerektiği, ayrıca tanık beyanları ile sabit olduğu üzere erkeğe evin ihtiyaçlarını gidermeme ve kısıtlı miktarda harçlık vermek sureti ile ekonomik şiddet uygulama vakıalarının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda da yine erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, hükmedilen iştirak nafakası ile tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığın, kadının kusurlu olduğunu, kadının çalışmaya başladığını, bu nedenle hükmedilen nafakanın kaldırılması gerektiğini, asıl davanın tümden kabulü ile karşı davanın tamamen reddi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, eksik değerlendirme yapıldığını, asıl davanın reddi ve karşı davanın tamamen kabulü gerektiğini, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı davaların kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ve miktarları, velayet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin başkalarının yanında küçük düşürücü söz söyleme vakıasına dayandığının, bu nedenle bu kusurun kadına yüklenmesi gerektiğinin, oluşan kusur durumuna göre erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Yoksulluk nafakası yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup tarafların istinaf başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince iştirak nafakası ve tazminatların miktarı artırılmış, yoksulluk nafakası yönünden tarafların istinaf talepleri hakkında esastan ret kararı verilmiş ise de; erkeğin temyiz dilekçesinde kadının sigortalı olarak çalışmakta olduğu iddiası ve kadının sigorta kayıtlarında işe giriş ve çıkışlarının bulunması karşısında, son durumda, kadının işi ve düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda araştırma yapılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde ...'e yükletilmesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.