Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8154 E. 2024/7012 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak boşanmaya karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, kadının konutun kilidini değiştirerek erkeği eve almamasının kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, ancak erkeğe yüklenen kusurun da sabit olduğu ve bu durumda tarafların eşit kusurlu sayılması gerekirken, erkeğin tam kusurlu olarak kabul edilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1445 E., 2023/2052 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/661 E., 2023/92 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunu kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin tümüyle kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; anlaşmalı olarak boşanma talebinde bulunduklarını, erkeğin boşanmak istememesi nedeniyle çekişmeli boşanma davasına çevirdiklerini, erkeğin evin ortak giderlerini karşılamadığını, çocukların bakımını üstlenmediğini, kadının aile bireylerinden maddi yardım istemek zorunda kaldığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, kadının uzak ilçede anaokulu öğretmenliği yapmak zorunda kaldığını, sürekli gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadının, evin hatta kadının ailesinin keyfi ihtiyaçlarını bile karşıladığını, evin kirasını, çocuğun okul parasını eksiksiz şekilde ödediğini, kadına okula yatırması için verdiği paranın yatırılmadığını gördüğünü, erkeğin memleketi olan Malatya'daki 300 kök kayısı ağacının tüm gelirini dahi eşine verdiğini, kadının neden boşanmak istediğini kadının yakınına sorduğunda erkeğin babasından miras kalan tarlaları kadının üzerine geçirmesi halinde boşanma hususunu tekrar gözden geçireceğini söylediğini öğrendiğini, erkeğin bir gün işten geldiğinde kadının boşanmak istediğini söyleyerek erkeğin kimlik numarasını almak istediğini, tarafların tartıştığını, kadının evin kilidini değiştirerek erkeği eve almadığını, iki buçuk ay arkadaşının iş yerinin soğuk deposunda kalmak zorunda kaldığını, kadının erkeğe "anlaşmalı boşanmazsan ben seni boşandı sayar hayatıma bakarım" dediğini, erkeğin kadının ailesi tarafından hiçbir zaman kabul edilmediğini, evliliğin başından beri eşi ve ailesinden psikolojik baskı gördüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının dava dilekçesinde her ne kadar erkeğin evin giderlerine katılmadığı, sorumluluk almadığı, kendisinin çalışmak durumunda kaldığı iddia edilmişse de, dinlenen kadın tanıklarının beyanlarından, kadının çalışmadığı, erkeğin çalıştığı anlaşılmış, her ne kadar tanıklar erkeğin evin geçimine katkı sağlamadığını beyan etmişlerse de tanıklar ile erkek arasında gerçekleşen ve içeriğine itiraz edilmeyen mesaj çıktılarının incelenmesinde erkeğin, boşanma davasının açıldığı zamana kadar evin geçimine katkı sağladığına kanaat edilmiş, yine dosya arasında bulunan taraflara ait sgk kayıtları, erkeğin banka kartı hesap ekstresi ve Mahkemece dinlenilen erkek tanıklarının beyanlarından, erkeğin çalıştığı ve kazandığı parayı evine, ailesine harcadığı, ailesine karşı ilgili olduğuna kanaat getirilmiş ve erkeğe kusur olarak atfedilmemiş olduğu, buna karşılık erkeğin cevap dilekçesinde dayandığı vakıalar itibariyle; kadının dosyaya yansıyan ve ispatlanmış herhangi bir haklı sebep olmaksızın erkeği müşterek konuta almadığı, müşterek konutun kilidini değiştirdiği, erkeğin yaklaşık iki ay iş yerinde kalmasına, akabinde memleketine dönmesine neden olduğu anlaşılmış olduğundan bu vakıaların kadına kusur olarak yüklendiği, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kusurlu olduğunu, 2 yıldan beri ortak hayatın olmadığını, tarafların birlikte olma iradelerinin bulunmadığını belirterek davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarından erkeğin evin ortak giderlerini karşılamadığının anlaşıldığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulü ile kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, verilen hükmün tümüyle kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulamsına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının tarafların evlilik hayatına tanık olmadıklarını, uzakta yaşadıklarını, taraflı ve gerçek olmayan beyanlarda bulunduklarını, davanın ispatlanamadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, erkeğin eşini ve çocuklarını sevdiğini, boşanmak istemediğini, kararın erkek yararına bozulması gerektiğini belirterek davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü ve kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut olayda; toplanan delillerden, davacı kadının müşterek konutun kilidini değiştirmek suretiyle erkeği eve almadığı anlaşılmış olup, bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesi gerekir. Erkeğe yüklenen kusur ise sabittir. Belirlenen kusur durumuna göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kusur belirlemesi yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.