Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8229 E. 2024/6410 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, yoksulluk nafakası miktarı ve boşanma kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/464 E., 2023/1096 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/871 E., 2020/911 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsizlik yaptığını, eve geç saatlerde geldiğini, eşiyle ilgilenmediğini, 10 senedir ayrı yatakta uyuduğunu, düşük miktarda harçlık verdiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun manevîinin anneye verilmesine, aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 8.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediğini, yatak odasını terk ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını iddia ederek, açılan boşanma davasının reddine, aksi halde ortak çocuğun manevîinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına evlilik birliği içerisinde sembolik miktarda harçlık verdiği, kadının kişisel ihtiyaçları için yeterli maddî desteği sağlamadığı, her ne kadar davacı eşinin 10 yıldır ayrı odada yattığını, sadakatsiz tutumu bulunduğunu iddia etmiş ise de davalı adına kayıtlı telefon kayıtları incelendiğinde iddia olunan 2017 yılı Ekim ayındaki gece yarısı mesajına ilişkin kayda rastlanmadığı ve dinlenen tanık beyanlarıyla da bunun kanıtlanamadığı, ayrıca tarafların ayrı odalarda yatmasının davalıdan ya da davacıdan kaynaklandığına ilişkin dosya kapsamında mevcut bir delil bulunmadığı, bu haliyle tarafların karşılıklı iddialarının ispatlanamadığı, gerçekleşen olaylara göre boşanmada erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk için tedbir nafakası isteminin reddine, kadın için aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu gerekçesi ile davacı kadının lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu hususta yeniden hüküm tesisi ile kadın yararına, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kadının sair istinaf talepleri ile erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak yoksulluk nafakası ile tedbir nafakasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında, kadın için kabul edilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.