Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8239 E. 2024/7230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/539 E., 2023/1061 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1000 E., 2022/1113 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09.05.1997 tarihinde evlendiklerini bu evlilikten bir ortak çocuklarının olduğunu, davalının kıskanç kişiliği yüzünden taraflar arasındaki anlaşmazlıkları ve huzursuzlukları evlilik birliği içerisinde ilk başlardan itibaren baş gösterdiğini ve geçen zaman içerisinde artarak devam ettiğini, davacının çalışıyor olması ve davalının ev hanımı olması sebebiyle davacı üzerinde devamlı kıskançlık baskısı senelerce sürdüğünü ve en ufak şeylerden kavga çıkardığını, davalının son aşamada müşterek konuttan tüm özel eşyalarını alarak müşterek haneden ayrıldığını anlatılan nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı tarafından açılan davadaki beyan ve ithamların haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının ailesine bağlı bir insan olduğunu, davalının evi terk etmediğini ortak çocuğun Kanada'da eğitim görüyor olması nedeniyle oğlunun yanına gittiğini, davalının çalışıp evine destek olduğunu, davacı tarafın davalı ve ailesine karşı ilgisizliğinin bulunduğunu, davacının boşanmayı açıkça talep ettiğini, davalının adresinin Kanada olduğunu bildiği halde tebligat adresinin yanlış gösterildiğini, davalının şu an çalışmadığını, çocuklarının öğrenciliğe devam ettiğini, davacının davanın açıkça hangi sebeplerle açıldığının belirtilmesini talep ettiğini beyanlar karşı davanın kabulünü, 500,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, 3.000,00 TL tedbir nafakasının ayrı ayrı ortak çocuk ve davalı için davacı- davalı aleyhine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 2017 yılından beri ayrı yaşadıkları, davalı kadının baskın karakter sergileyip her konuda karar verici olduğu, davalının ailesinin ekonomik durumunun iyi olması nedeniyle davacının işi, pozisyonu ve gelirinin davalı tarafından küçümsendiği, kırıcı sözler söylediği, evlilik içerisinde de ayrı odalarda yatıp uyudukları, son olarak davacının babasının vefat ile neticelenen rahatsızlığı sırasında davalının kayıtsız kaldığı, davacının yanında olmadığı, davacıya ve babasının rahatsızlığına ilgisiz kaldığı anlaşılmakla, davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında baskıcı davranmak, ilgisiz davranmak, küçültücü ve kırıcı davranmakla davacıya duygusal şiddet uygulamakla evlilik birliğinin sonra ermesinde tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 1.500 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesi ile kaldırılmasına, ortak çocuk reşit olduğundan tedbir nafakası talebinin reddine, kadının yasal koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili, erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi reddedilen manevî tazminat yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kadının evi terk etmediğine ilişkin yapılan tespitin hatalı olup kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle yükseltilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının karşı davasını usulüne uygun delillerle ispat edemediği yönündeki sonuç kusur tespitinin yerinde olduğu, ancak kadının karşı davası hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması hatalı olduğu; ortak çocuğunun eğitimi nedeniyle Kanada'ya giden kadının evi terk ettiğine yönelik iddia ve itirazlar yerinde olmadığı; olayların akışı karşısında kusursuz olduğu tespit edilen erkeğin dava açmakta haklı olduğu; erkeğin koşulları oluşan asıl boşanma davasının kabulünde ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu kabul edilen kadın yararına manevî tazminata hükmedilmemesinde; kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle arttırılmasında ve miktarlarında usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kadının karşı davaya yönelik istinaf talebinin kabulü ile, kadının ispat edilemeyen karşı davasının reddi yönünde yeniden hüküm kurulmasına; kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; isitinaf dilekçesinde ileri sürdüğü beyanları tekrar ederek kararın her iki davaya yönelik bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü koşulları oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.