"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1937 E., 2023/936 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/84 E., 2022/331 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilerek sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fikir ve kafa yapılarının ayrı olması sebebiyle sürekli tartıştıklarını ve kavga ettiklerini, birbirlerine olan sevgi saygı ve güvenin kalmadığını, evliliğin fiilen bittiğini, kadının evlilik birliği içinde aldıkları binek aracını satıp oğlu adına daire alacaklarını öğrendiğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dosyaya cevap dilekçesinde iddiaları kabul etmeyerek kadının müvekkiline ağır hakaretlerde bulunduğunu, küçük gördüğünü, aşağılayıcı sözler söylediğini, sevmediğini, istemediğini söylediğini, cinsellikten kaçındığını, başka kadından çocuğu 2016 yılında öğrendiğini ancak 8 yıldır bilmesine rağmen hiçbir girişimde bulunmadığını, şimdi dava açmasının kötüniyetli olduğunu belirterek kadının açtığı davanın reddini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde, erkeğin yaklaşık son 5-6 seneden beri müvekkiline karşı sözlü şiddet uyguladığını, eşine ve çocuklarına maddî destek vermediğini hatta zaman zaman evin elektrik ve su faturalarını dahi ödemeyip kesilmesine sebep olduğunu, borç yaptığını ve bu konuda müvekkili ve çocuklarını suçladığını, ortak çocuklar evlilik çağına geldiğinde hiçbir destek sağlamadığını, çevreden eşinin başka kadınlarla görüştüğünü duyduğunu ancak inanmadığını, eşinin zaman zaman eve geç geldiğini, çeşitli bahanelerle müvekkilini kandırdığını, müvekkilinin kısa bir süre önce bir işlem için Nüfus Müdürlüğüne gittiğinde eşinin K. K. Başçı adında başka bir çocuğunun annesinin ... A. olduğunu öğrendiğini, bahsi geçen kadının evini basması nedeniyle erkeği şikayet nedeniyle erkeğin emniyet ifadesinde10 yıldır ... isimli bayanla imam nikahlı ilişkisinden çocuğu olduğunu kabul ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin 2019 yılının Şubat ayında Samsun'a taşındığını belirterek erkeğin Beykoz Aile Mahkemesinde açtığı dava ile bu davanın birleştirilmesini, erkeğin davasının reddine, birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesini, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 50.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evlilik birliği devam ederken ... A. isimli kadından 20.08.2012 doğumlu K. K. ... isimli çocuğunun dünyaya geldiği, hali hazırda ... A. isimli kadınla birlikteliğinin devam ettiği, ekonomik durumu iyi olduğu halde kadın ile olan ortak evin kira dışındaki ihtiyaçlarını karşılamadığı, sosyal medya üzerinden tanıştığı kadınlara cinsel içerikli mesajlar attığı, bahsi geçen eylemler dışında tarafların birbirleri hakkında isnat ettikleri diğer iddialarını ispatlayamadıklarından vaki davada boşanma sebebi sayılmadığı, erkeğin dava dilekçesinde kadına kusur atfedecek hiçbir vakıa ileri sürmediği, dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar ileri sürülerek kadına kusur izafe edilemeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu, bir kimsenin kendi kusurlu davranışına dayanarak hak elde edemeyeceğine yönelik hukukun genel prensibi de dikkate alınarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, aylık 300,00 TL tedbir nafakası karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilerek tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile nafakalar yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesinde erkeğin kadın için hiçbir maddi vakıa ileri sürmediği belirtilmiş ise de erkeğin birleşen davaya cevap dilekçesinde kadın için ileri sürdüğü bir kısım maddi vakıaları usulüne uygun deliller ile ispat edemediğinden sonucu itibariyle erkeğin davasının reddinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı-davalı erkeğin kararın kusur gerekçesine ilişkin istinaf isteminin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine; diğer istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.