"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/184 E., 2023/797 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü,yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1298 E., 2022/856 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı katılma alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalar konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama harç ve gideri, vekâlet ücreti hususlarında yeniden karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1992 yılında evlendiklerini, taraflar arasında görülen boşanma davasının Ankara 28. Aile Mahkemesinin 2021/752 Esas sayılı dosyasıyla devam ettiğini, müvekkilinin ikinci el otomobil alım satımı işe ile uğraştığını, bu işi daha önce Ankara Keçiören Subay Evleri semtinde yaparken, eşini de işyerine alarak işi öğrenmesi ve kendisine yardımcı olması için çağırdığını, eşiyle birlikte çalışmaya başlayarak Akyurt ilçesindeki OTONOMİ 'den 2 adet dükkan alıp dükkanları tapuda kadının adına yaptırarak ticaret hayatına devam ettiğini, tarafların 2 adet gayrimenkul daha edindiklerini, Aydın Kuşadası'ndaki taşınmazın kadın üzerine diğerinin de kadının kardeşinin eşi üzerine kayıt edildiğini, evlilik birliği içinde edinilen ve kadın üzerinde kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, araçlar olduğunu, müvekkilinin bu taşınır ve taşınmaz mallar ile araçlar üzerinde katılma alacağının bulunduğunu belirterek, kadın üzerine kayıtlı mal varlığı yönünden şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kadında tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı erkek vekili birleştirilen Ankara 25. Aile Mahkemesinin 2022/68 Esas sayılı dosyada dava dilekçesinde özetle; Ankara 17. Aile Mahkemesi'ne açılan davada dava konusu kooperatif hissesi ilgili sonradan yaptıkları taleple ilgili olarak koyulan tedbirin 03.02.2022 tarihinde kaldırıldığını, müvekkilinin davayı açtıktan sonra davaya konu kooperatif hissesinin erkeğin katılma alacağını azaltmak maksadıyla, kadın tarafından üçüncü şahıslara satılacağını öğrendiğinde Ankara 17. Aile Mahkemesi'nden bu konuda tedbir kararı verilmesini talep ettiğini, tedbirin konulduğunu, fakat Mahkemesince 02.02.2022 tarihli duruşmada verilen karar gereğince 03.02.2022 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbirin kaldırıldığının UYAP ortamından öğrenildiğini, ek dava nitelindeki davalarının kabulüne, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL katılma alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır araç alım satım işi yaptığını, 6 yıldır da Ankara Otonomi Galericiler Sitesinde ticaret hayatına devam ettiğini, davacı-karşı davalının iddialarını kabul etmediklerini, taraflar birlikte çalışmaya başladıktan sonra davacı-karşı davalının savurganlığı ve yeteneklerinin sığ olması nedeniyle işleri müvekkilinin devraldığını, SGK kayıtlarından da davacı-karşı davalının müvekkilinin yanında çalıştığının anlaşıldığını, davacı-karşı davalının ortak hesapta bulunan paradan 450.00,00 TL'yi hesaptan çekerek başka bir bankadaki kişisel hesabına aktardığını, iş yerine ait olan aracı muvazaalı olarak Tuncay K. adına devrettiğini devir yapmasına rağmen bu aracı kullanmaya devam ettiğini, davacı-karşı davalının kötü niyetle hareket ettiğini, 2 adet taşınmazın müvekkili tarafından kredi çekilerek alındığını ve ödemelerinin müvekkili tarafından yapılmaya devam ettiğini, davacı-karşı davalının ödemelere katkısının bulunmadığını, Aydın ili Kuşadası ilçesindeki taşınmaz üzerinde davacı-karşı davalının kişisel borcu nedeniyle ipotek bulunduğunu, davacı-karşı davalının müvekkilinin itibarı üzerinden haksız bir şekilde markasını kullanarak araç satışına devam ettiğini, dava konusu edilen mal varlığını müvekkilinin kendi çabalarıyla edindiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile müvekkilinin edinilmesinde doğrudan ticari faaliyetleri sebebiyle katkıda bulunmasından dolayı davacı-karşı davalının kötü niyetli bir şekilde menfaat elde amacıyla davranışlarda bulunması nedeniyle açmış olduğu mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayla birlikte değerlendirilmesini ve değerlendirme sonucunda aktif ve pasiflerle beraber müvekkilinin hak etmiş olduğu katılma alacakları dahil edilerek şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı iddiaları, Ankara 28. Aile Mahkemesinin 18.05.2022 tarih, 2021/752 Esas, 2022/272 sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, tarafların Ankara 28. Aile Mahkemesinin 18.05.2022 tarih, 2021/752 Esas, 2022/272 sayılı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı olarak boşandıkları, tarafların boşanmanın fer'ileriyle ilgili taleplerinin kabulüne karar verildiği, aynı kararla tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklara dair hüküm kurularak taraflar arasında düzenlenen 27.04.2022 tarihli protokole göre mal rejiminin tasfiye edildiği, boşanma kararının 30.05.2022 tarihinde kesinleştiği, Mahkememizde görülen asıl dava, karşı ve birleşen davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusuz kalan davaların esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesi ile asıl dava, karşı dava ve birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada davacı-karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 90,08 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, asıl dava ve birleşen davada davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri ile harç toplamı olan 756,70 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı dava yönünden davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 600,00 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 519,30 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri ile harç toplamı olan 818,40 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, birleşen davada davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 341,55 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 260,85 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 51.061,73 TL ıslah harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, asıl davada davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı-karşı davalı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi karşılığı takdir olunan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davada davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davalı-karşı davacı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi karşılığı takdir olunan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, birleşen davada davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davalı-karşı davacı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi karşılığı takdir olunan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava ve birleşen davaya dair karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesi kapsamı ve HMK’nın 355.maddesi uyarınca kamu düzeni gereği re’sen yapılan inceleme sonucunda; dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava dilekçelerinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle asıl ve birleşen davanın erkek tarafından kadın aleyhine, karşı davanın kadın tarafından erkek aleyhine açıldığı, yargılama sırasında tarafların Ankara 28.Aile Mahkemesi’nin 18.05.2022 tarih, 2021/752 esas-2022/272 karar sayılı kararı ile TMK’nın 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümlerin de yer aldığı, protokolün mahkemece onaylanmasına karar verildiği, her ne kadar davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde, karşı davacının davası bakımından protokolde bir hüküm bulunmadığını ileri sürmekte ise de, davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin istinafa konu eldeki davanın 29.11.2022 tarihli yargılama oturumundaki “...Ankara 28.Aile Mahkemesi’nin 2021/752 esas sayılı dosyasından tarafların düzenlediği protokole uygun olarak mahkemenizdeki davaları da kapsayacak şekilde mal rejiminin tasfiyesi yönünden de karar verilmiş olmakla birlikte henüz karşı taraf karardaki bazı hususları yerine getirmediğinden kararın infazı tamamlanmamıştır. ...” şeklindeki ve davalı-birleşen davalı-karşı davacı vekilinin aynı yargılama oturumundaki “...mahkemenizdeki davalar yönünden taraflar arasındaki mal rejimi Ankara 28.Aile Mahkemesi’nin 2021/752 esas sayılı dosyası ile tasfiye edilmiştir, tasfiyesine ilişkin süreç de devam etmektedir. ...” şeklindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, asıl, birleşen ve karşı davaya konu tüm malvarlıkları yönünden tarafların aralarındaki mal rejimini protokol hükümleri uyarınca tasfiye ettikleri, öte yandan, söz konusu protokolün iptal edildiğine ilişkin iddia ve ispat da bulunmadığı, bu hususta herhangi bir dava açılmadığı gibi istinafa konu eldeki davada da bu yönde bir iddia ileri sürülmediği, protokol hükümlerinin yerine getirilmesi hususu, diğer bir anlatımla infazı hususu ayrı bir dava konusu olup istinafa konu eldeki davada bu hususta bir değerlendirme yapma imkanı bulunmadığı, öte yandan, dosya kapsamından 28.06.2022 tarihli yargılama oturumunda, davalı-birleşen davalı-karşı davacı vekilinin hazır olmadığı, mazeret de bildirmediği, hazır olan davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin karşı davayı takip etmediklerini beyan ettiği, mahkemece ara karar ile, karşı davacı tarafından mazeretsiz olarak takipsiz bırakılan karşı davanın HMK’nın 150.maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, UYAP sisteminde ve/veya dosya arasında yenileme talep dilekçesi de bulunmadığı, bir sonraki yargılama oturumunda her iki taraf vekilinin de mazeretli olduğu, bir sonraki 29.11.2022 tarihli yargılama oturumunda, karşı davacı vekilinin eldeki davada davaların konusuz kaldığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmakta ise de, istinafa gelen davacı-birleşen davacı-karşı davalı tarafça bu husus istinaf nedeni yapılmadığından, istinaf incelemesi dışında tutulması gerektiği, açıklanan nedenlerle, istinafa konu eldeki davada asıl, birleşen ve karşı dava yönünden davaların konusuz kaldığı anlaşıldığına göre, mahkemece açıklanan hususlar belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin vekalet ücretlerine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlığını taşıyan 6.maddesi “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmünü, “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlığını taşıyan 13.maddesi “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. ...” hükmünü amir olup, somut olayda, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davaların konusuz kaldığı ve karşı davanın 10.000 TL üzerinden açıldığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen hükümler uyarınca karşı davada karşı davacı kadın lehine 9.200 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakta ise de, mahkemece, birleşen dava yönünden, birleşen davanın birleşen davacı erkek tarafından kadın aleyhine açıldığı dikkate alınarak, davacı-birleşen davacı-karşı davalı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, birleşen davanın birleşen davacı erkek tarafından açıldığı gözden kaçırılarak, davalı-birleşen davalı-karşı davacı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davacı-karşı davalı vekilinin vekâlet ücretlerine yönelik istinaf itirazları kısmen yerindedir." gerekçesi ile davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi Kararının tamamının kaldırılmasına, asıl dava, karşı dava ve birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen dava için erkek yararına 9.200,00 TL, karşı dava için kadın yararına 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kararının asıl dava ve birleşen davaya dair karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kararının birleşen davada aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı istemine ilişkinidir. Uyuşmazlık karar verilmesine yer olmadığı kararları ve kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.