"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/432 E., 2023/573 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karasu 1. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/146 E., 2021/351 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, karşı davanın reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini erkeğin kusurlu haraketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet, çeyiz eşyası alacaklarını ve mal rejimi tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli kararı ile özetle; 07.03.2018 tarihli duruşmada "davalı karşı davacı ...'nın cevap - karşı dava dilekçesinde talep ve sonuç bölümünde 5 nolu kısmında mal paylaşımı talebi ve 4 nolu kısmında düğünde takılan takılara ilişkin talebi bu davadan tefrik edilmiştir ve bu talepleri hakkında 2017/407 Esas sayılı dosya üzerinden yargılamanın devam etmesine diğer talepler hakkında bu dosya üzerinden yargılanmanın sonuçlandırılmasına karar verildi" şeklinde zapta geçirildiği, tarafların uzun süren evlilikleri kadının erkeğe olan olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeni ile bitme noktasına geldiği, yani taraflar arasındaki evlilik birliği temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasından dolayı tarafların kusur durumlarına gelince; erkeğin kadına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, evliliğin gerektirdiği gibi davranmadığı, erkeğin kadına karşı olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeni ile kusurlu olduğu, kadının erkeğe olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeni ile kişilik hakları zedelendiği için 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, tazminatın ve nafakanın miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumları dikkate alındığı, evlilik birliğinin devamında davalı bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı gerekçesi ile; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, Çeyiz eşyaları talebi hakkında davalı karşı davacı ...'nın talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı- davalı erkek, hükme karşı kusur belirlemesi, kendi davasının reddi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı- karşı davacı kadın katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurarak hükme karşı yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli kararı ile özetle; taraflarca boşanma kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından karar boşanma yönünden 29.06.2018 tarihinde kesinleştiği, elde iki dava bulunup erkek davacı- karşı davalı, kadın ise davalı- karşı davacı olduğu, Mahkemece hükmün gerekçesinde önce "davalı tarafların davacıya olan olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeniyle evliliğin bitme noktasına geldiği" denmiş sonra kusur durumları belirlenirken "Davacının davalıya karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, evliliğin gerektirdiği gibi davranmadığı, davacının davalı eşine karşı olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeniyle kişilik hakları zedelendiği için 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Tazminatın ve nafakanın miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumları dikkate alınmıştır." açıklaması yapılmışsa da hükümde karşı davada davacı- davalının yoksulluk nafakası talebi reddedildiği, yargılama aşamasında da kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmediği, bu durumda hükmün gerekçesinde çelişki oluşturulduğu, hükmün gerekçesinin çelişkili olması durumunda aleniyet ilkesi ihlal edilmiş olacağından kamu düzenine aykırılık nedeniyle resen gözetilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle tarafların istinaf taleplerinin işin esası incelenmeksizin kabulü ile kadının kabul edilen davasının boşanmaya ilişkin bölüm dışında kalan hükümlerinin kaldırılmasına, usulüne uygun gerekçe yazılmak ve hüküm kurulmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle , tarafların istinaf talebinin işin esası incelenmeksizin kabulü ile; Karasu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 08.03.2018 tarih ve 2016/344 Esas - 2018/132 Karar sayılı kararının 3,4,5,7,8, ve 9. bentlerinin kaldırılmasına, usulüne uygun gerekçe yazılmak ve hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacı- davalı taraf kusurlu görüldüğünden asıl dava reddedildiği karşı dava kısmen kabul edildiği, kusur ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırma kararına konu tedbir ve yoksulluk nafakası talebi hüküm altına alındığı, davalının, davacı- davalı tarafın olumsuz davranışları ve sorumsuzlukları nedeni ile kişilik hakları zedelendiği için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, tazminatın ve nafakanın miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumları dikkate alındığı gerekçesi ile; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz eşyaları talebi hakkında davalı karşı davacı ...'nın talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ve karşı davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi ile; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminat miktarları ile erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle İlk Derece Mahkemesinin ilk kararındaki gerekçesi tekrarlanarak kaldırma gerekçesinde belirtilen çelişki tekrarlandığı, kaldırma kararı sonrasına ilişkin gerekçe ise " boşanmaya neden olan olaylarda davacı taraf kusurlu görüldüğünden asıl dava reddedilmiş, karşı dava kısmen kabul edilmiş,kusur ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırma kararına konu tedbir ve yoksulluk nafakası talebi hüküm altına alınmıştır. " şeklinde olup hükmün gerekçesiz olduğu kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğine ve kıskanç davrandığına ilişkin erkeğin iddialarının kanıtlanması açısından erkek tanığı ... evlerine ziyarete gittiğinde evin dağınık olduğunu gördüğünü, çayı evin erkeğinin doldurduğunu bildirmiş, ... tarafların evinin çok temiz olmadığını, kadının evi az temizlediğini, evin de biraz dağınık olduğunu bildirmiştir tanık anlatımları kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucunu doğuracak nitelikte olmadığı erkeğin davasının reddinin doğru olduğu, kadın tanığı erkeğin boşanmak istediğini söylemesi üzerine ablasını almaya gittiğini, erkeğin boşanma işlemini yapalım sonra git dediğini kadının söylediğini bildirdiği, tanık anlatımlarından erkeğin % 80 ihtimalle çocuğu olmayacağını bilerek evlendiği sonrasında yumurta nakli gerektiğinin anlaşılması üzerine boşanmak istediği anlaşıldığı, kadının davasının kabulü ve kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesi doğru ise de, maddî tazminatın miktarı az, boşanmaya neden olan olaylar kadının kişilik haklarını ihlal niteliğinde olmadığından manevî tazminatın reddi gerekirken kabulü doğru olmadığı gibi, boşanma kararının kesinleşmesi nedeniyle tedbir nafakasının sona ermiş olduğu da gözetilerek, tarafların evliliklerinin süresi ortak çocuklarının bulunmayışı da dikkate alındığında boşanmayla yoksulluğa düşecek olan karar yararına süresiz yoksulluk nafakasına hükmolunmasının ve erkeğin davasının reddine karar verildiği halde erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, açıklanan nedenlerle, davacı-davalı erkeğin kusur belirlemesi, maddî tazminata ilişkin istinaf talepleri ile davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, tedbir nafakası, manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davacı davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi ile davalı-davacı kadının maddî tazminata ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulü ile, kadının erkek lehine vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin ise kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) ve emredici usul kuralları ve anayasanın amir hükmü gereğince infazda tereddüt yaratmamak için bütünüyle kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerektiği; A- Davacı-davalı erkeğin kusur belirlemesi, maddî tazminata ilişkin istinaf talepleri ile davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, tedbir nafakası, manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, B- Davacı davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi ile davalı-davacı kadının maddî tazminata ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulü ile, kadının erkek lehine vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile, Karasu 1. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 08.07.2021 tarih, 2021/146 Esas, 2021/351 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Kanun'un emredici usul kuralları ve anayasanın amir hükmü gereğince infazda tereddüt yaratmamak için bütünüyle kaldırılmasına; davacı- davalı erkeğin davasında boşanma talebinin reddi ile, davalı-davacı kadının boşanma talebinin kabulüne karar vermek gerekmekte ise de; Karasu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 08.03.2018 tarih ve 2016/344 Esas - 2018/132 Karar sayılı kararının kadının kabul edilen davasında ki boşanmaya ilişkin bölüm 29.06.2018 tarihinde kesinleşmiş olmakla taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma ile sona erdiğinden boşanma davaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı-davacı kadın için dava tarihinden itibaren 350,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınıp kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleştiği 29.06.2018 tarihinden itibaren tarafların yaşları, evlilik süreleri ve ortak çocuklarının bulunmayışı da dikkate alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince takdiren aylık 500,00 TL'den 8 yıl karşılığı toplam 48.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının erkekten alınıp kadına verilmesine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; kusuru bulunmayan kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince koşulları oluşmakla takdiren 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine, koşulları oluşmadığından davalı-davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, asıl dava yönünden ve karşı dava yönünden davalı-davacı kadın davayı vekille takip ettiğinden davalı-davacı kadın lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararında; boşanma kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bahisle, boşanma kararı 29.06.2018 tarihinde kesinleştiği, İstinaf mahkemesinin bu kararının hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf yolu başvurusunda asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddine karar verilmesini, boşanmanın asıl davanın kabul edilmesiyle gerçekleşmesini savunduğunu, bu durumda boşanma kararına karşı da istinaf talebinde bulunduklarının kabul edilmesi gerektiğini, istinaf mahkemesinin bu talebinin hatalı gerekçe ile hukuka aykırı şekilde boşanma kararını kesinleştirdiğini beyan ederek asıl davanın reddi, kusur incelemesi, karşı davanın kabulü, kadın lehine toplu yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmesi, lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur incelemesi, manevî tazminat, toplu yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.