Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8448 E. 2024/7684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadının talep ettiği maddi tazminatın boşanmanın fer'isi olarak mı yoksa genel hükümlere göre ayrı bir dava konusu olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının maddi tazminat talebinin, telefonunun zorla alınarak parasının davalıya aktarılması ve zorla çektirilen krediye istinaden olduğu, dolayısıyla boşanmanın fer'i niteliğinde bir tazminat değil, ayrı bir dava konusu oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemenin bu yöndeki talebi usulden reddeden ve dosyayı asliye hukuk mahkemesine gönderen kararının Bölge Adliye Mahkemesince onanması doğru bulunmuş ve Yargıtay tarafından da bu karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1143 E., 2023/1253 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/610 E., 2021/498 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiklerini, ikiz çocuklarının olduğunu, davacının psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, en son 08.10.2020 tarihinde aldığı darp raporu ile şiddeti belgelediğini, şiddetle beraber telefonu zorla elinden alınıp 37.000,00 TL birikimin davalının banka hesabına aktarıldığını, çektiği kredinin ödenmediğini, düğün takılarının davalıda kaldığını, mehir bedelinin ödenmediğini beyanla tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, velâyetin davacıya verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, mehir ve düğün takılarının aynen iadesine aksi halde şimdilik 1.000,00 TL'ye karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının hiçbir geçimsizlikleri yokken çocuklarını da alıp evi terk ettiğini ve o günden mahkemenin kişisel ilişki tesis ettiği güne kadar çocuklarını babalarına göstermediğini, aile büyüklerinin araya girip barıştırmaya çalışmalarının işe yaramadığını, bu nedenle davalının da boşanmayı kabul ettiğini, düğünde ve çocuğun sünnetinde takılan tüm eşyaları davacının götürdüğünü davalının işten çıktığında yeğenlerini görmek isteyen ağabeyi ile eve geldiğinde evde kimsenin olmadığını görünce şaşırdığını, eşyalarının da olmadığını görünce eşini aradığını ancak ulaşamadığını, beyanla tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davalıya verilmesine fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 20.000,00 TL manevî tazminata davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde; geçici velâyet veya olmadığı takdirde tedbiren kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ikiz çocuklarının olduğu, erkeğin çocukların bakımında kadına yardımcı olmadığı, ağlamalarını sorun ettiği ve bu nedenle tarafların ayrı odalarda kaldıkları gibi, kadının tanıkların da yanında eşinden fiziksel şiddet gördüğü, en son davacının annesi ile birlikte kadını ortak evden kovduğu, kadına yöneltilebilecek kusurun ispat edilemediği gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin tam kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile kadının açtığı boşanma ve fer'îlerine ilişkin davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, açılan davada alacak davasının ve mehir alacağı davasının genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiğinden bu yönde açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine, dosyanın kararın kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi uyarınca taraflardan birinin iki hafta içinde müracaatı halinde görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davacı-davalı kadının açmış olduğu ziynet eşyası alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile 5 adet çeyrek altının değeri 4.065 TL, 10 adet 13 gr 22 ayar bilezik değeri 60.060 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî ve 25.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalının manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, küçükler ... ve ... ile davalı baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü cumartesi günü saat 10.00 ile pazar günü saat 16.00, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile üçüncü günü saat 14.00 ve her yılın 01 Ağustos günü saat 10.00 ile 15 Ağustos saat 14.00, her yıl babalar gününde saat 10.00 ile saat 18.00 arasında baba yanında kalmak sureti ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı hükmolunan aylık 400,00'er TL tedbir nafakalarının hükmün kesinleşmesinden sonra, ayrı ayrı olmak üzere iştirak nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak velâyeten davacı anneye verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacının velâyete ilişkin davasının reddine, küçükler ... ve ... ile davalı baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü cumartesi günü saat 10.00 ile pazar günü saat 16.00, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile üçüncü günü saat 14.00 ve her yılın 01 Ağustos günü saat 10.00 ile 15 Ağustos saat 14.00, her yıl babalar gününde saat 10.00 ile saat 18.00 arasında baba yanında kalmak sureti ile kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin birleşen davasında velâyet talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili kusur tespiti, asıl davada boşanma talebinin kabulü, velâyet, kişisel ilişki, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile davalı-davacının manevî tazminat talebinin reddi, vekâlet ücreti yönünden istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yapılan vakıa tespiti ve kusur belirlemesinin doğru olduğu, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur değerlendirmesinde ve davacının açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinde, davalı-davacı baba ile kişisel ilişki düzenlemesinde, davacı-davalı kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir, yoksulluk, iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve nafakaların miktarında; kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve miktarında, kadının boşanma davasının kabulüne, erkeğin birleşen davada velâyet davasının reddine karar verilmesi nedeniyle, kadın lehine her iki dava yönünden ayrı ayrı maktu vekâlet ücretine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; davalı-davacının maddî tazminata ve ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde ise; kadın vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları haklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddî tazminatın faiziyle davalı-davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, 29.06.2021 tarihli ıslah dilekçesinde, hiçbir açıklama olmaksızın zorla müvekkilinin telefonu alınıp, paranın davalı-davacıya aktarılması nedeniyle 37.000,00 TL ve zorla çektirilen krediye istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddî tazminat talep ettiklerinin beyan edildiği; davacı-davalının maddî tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığının anlaşıldığı; ayrıca İlk Derece Mahkemesince davacı-davalının kadının çektiği kredi ile davalı-davacı erkeğin hesabına aktarılan paraya yönelik talebi bakımdan davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesi durumunda dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği; bu nedenle davacı-davalı lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında maddî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu; ayrıca davalı-davacı vekili cevap dilekçesinde, davacı-davalının evi terk ederken ziynetleri yanında götürdüğü şeklinde savunmada bulunduğu; dinlenen davacı-davalı kadın tanıklarının ziynet eşyalarının akıbetine ilişkin beyanlarının, duyuma dayalı olduğu; davacı-davalı tarafından ziynetlerin davalı-davacıda kaldığı ve banka kasasına konulduğunun ispatlanamadığı; ancak davacı-davalı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, davacı-davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması, yemin teklif edildiği takdirde ise usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi (6100 sayılı Kanun md. 227-238) ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmedilen maddî tazminat ile ziynet eşyası alacağına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davası yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili; maddî tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının boşanmanın fer'îsi niteliğinde maddî tazminat talebi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.