Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8449 E. 2024/7685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davası nedeniyle açılan davada kusur belirleme, iştirak nafakası miktarı, tazminatlar ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2720 E., 2023/783 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/656 E., 2020/502 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine; karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasına ilişkin hükmün kadın tarafından istinaf edilmediği, bu yönlerden Bölge Adliye Mahkemesince yeni bir hüküm kurulmadığından, kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-davalı erkeğin tüm ve davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde; davalı ile 2013 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, davalının evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının kendi anne babasına gösterdiği saygı ve sevgiyi davacının ailesine göstermediğini, davalının sürekli ailesinin menfaatlerini düşündüğünü, kendisine hiç bir şekilde destek olmadığını, ... ve düşüncelerine saygı göstermediğini, aşağılayıcı tavırlarda bulunduğunu, 20.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuk ...'a karşı ilgisiz davrandığını, anne olmanın gerektirdiği sevgi, ilgi ve eğitimi esirgediğini, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep ettiğini beyanla talepleri doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, davacının iddialarını reddettiklerini, müvekkilinin, kendisini evine ve ailesine adamış bir eş olduğunu, evlilik birliğinin tüm gerekenlerini yerine getirdiğini, çocuklarının bakımını evin işlerini yaptığını, çalışarak elde ettiği kazancın tümünü evine harcadığını, davacının annesinin çalıştığı hastanede uzun süreli tedavisi boyunca sürekli ilgilendiği, evini ve gönlünü gündüzleri annesinin yanında kalan görümcesine açtığını, gelinlik vazifesini ziyadesiyle yaptığını, davacının ödediği bedelin toplam 10.000,00 TL olduğunu, geri kalan paranın müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin ilgisiz bir anne olduğu, görevlerini yerine getirmediğinin asılsız bir iddia olduğunu, davacının müvekkilinin ailesine ve kendisine hakaret, tehdit ettiğini, ortak çocuğun kendi çocuğu olmadığını söylediğini, müvekkilini iffetsizlikle suçladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, eve maddî anlamda katkı sağlamadığını, ortak çocuğun velâyetini ve ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL sonradan iştirak nafakasına dönüşmek üzere tedbir nafakası, müvekkili için aylık 2.000 TL sonradan yoksulluk nafakasına dönüşmek üzere tedbir nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat talepleri olduğunu beyanla talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeği başkalarının yanında "pinti, tutucu" diyerek kötülediği, boşanacağı yönünde konuştuğu, iş yerindeki görev yerinin değişmesine izin vermeyerek davacı-davalıyı işi nedeniyle maddî zarara uğrattığı, tarafların kanıtlanan bu kusurlu davranışları çerçevesinde boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek ağır; davalı-davacı kadın az kusurlu olduğu gerekçesiyle esas davada, davanın ispat edilemediğinden reddine, karşı davada, davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk 20.11.2013 doğumlu ...'ın velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 09.00'dan aynı gün saat 20:00'ye kadar baba yanında kalmak şeklinde kullanılmak üzere şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davacı-davalıdan tahsili ile velâyeten davalı-davacı anneye ödenmesine, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-davacı kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren davacı-davalıdan tahsili ile davalı-davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek istinaf dilekçesinde; kusurunun bulunmadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, davalı-davacı ile boşanmalarına, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne, davalı-davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, iştirak nafakasının geliri ile uyumlu olarak azaltılmasına karar verilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğin davalı-davacının önceki evliliğinden olan kızı ...'yi istemediği, davalı-davacıya tehdit ve hakarette bulunduğu, ortak evi terk ettiği, davalı-davacı kadının ailesine hakaret ettiği, davalı-davacı kadının ise davacı-davalıyı başkalarının yanında "pinti, tutucu" diyerek kötülediği, boşanacağı yönünde konuştuğu, iş yerindeki görev yerinin değişmesine izin vermeyerek davacı-davalıyı işi nedeniyle maddî zarara uğrattığının kanıtlandığı; tarafların kanıtlanan bu kusurlu davranışları çerçevesinde boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır; davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kusur gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine; davacı-davalının yasal koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine, davacı-davalı tarafından açılan davanın kabulüne, karşı davadaki boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan boşanmaya ilişkin olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı erkek asıl davayı açmakta haklı olduğundan asıl davada davacı-davalı lehine harç ve yargılama gideri hükmedilmesine; İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye dair kısmının re'sen kaldırılarak, davacı-davalı baba ile ortak çocuk ... arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, Ramazan ve Kurban bayramlarının 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar ve her yıl 01 Temmuz günü saat 10.00 'dan 15 Temmuz günü saat 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına ,sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur, manevi tazminat talebinin reddi, karşı taraf tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur, iştirak nafakasının miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarının fazla olup olmadığı, tazminatlar ve kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı -davalı kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen yöne ilişkin olduğu anlaşılmakla REDDİNE,

2.Davacı -davalı kadın vekilinin diğer, davalı -davacı erkeğin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.