Logo

2. Hukuk Dairesi2023/844 E. 2023/3205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun belirlenmesi ve diğer hususlardaki kararların da usul ve kanuna uygun olması gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/685 E., 2022/1218 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/639 E., 2022/271 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, bıçak ve kaş makası ile birkaç kez saldırdığını, şiddet gördüğüne ilişkin iftiralarda bulunduğunu, buna ilişkin vücudunun çeşitli yerlerine ruj ile darp lekesi yaptığını ve abilerini çağırarak dövdürmek istediğini, sürekli sadakatsizlik ile suçladığını, bu konuda iftiralarda bulunduğunu, davalının aşırı kıskanç biri olduğunu, eve almadığını, polis eşliğinde girdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkeğe ait çeyiz ve şahsi eşyaların iadesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkekten her türlü fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, sorumluluklarını yerine getirmediğini, psikolojik sorunlarının olduğunu, sürekli şüpheci ve aşırı kıskanç davrandığını, baskıcı davrandığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, mesleği nedeniyle tedaviden kaçındığı, kadının da misafirlerinin yanına çıkmayarak eşini zor durumda bıraktığı, erkeği eve almayarak anahtarını değiştirdiği, ailesine saygı göstermediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğu; mevcut sosyal inceleme raporu, çocuğun yaşı, baştan beri anne yanında oluşu ve çocuğun üstün yararı gözönünde bulundurularak velâyeti anneye verilmesi gerektiği, çocuğun gelişimi için babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine çocuk Doğuhan yararına aylık 400,00 TL, olan tedbir nafakasının 22.12.2020 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL’ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 18.03.2021 tarihinden itibaren 550,00 TL’ya yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra kadın yararına toptan 12.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına 12.500,00 TL maddî ve 17.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile eşya ve ziynet alacağının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının sürekli iftira attığını, ailesine ve kendisine saygısızlık yaptığını, şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, üzerine kayıtlı 47 adet taşınmaz bulunduğunu, velâyetin anneye bırakılmasının hatalı olduğunu, kişisel görüşme süresinin yeterli olmadığını, kadın yararına hükmedilen tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ile tazminatların şartlarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, kadının makyaj yaparak darp raporu aldığını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak derecesinin hatalı olduğunu, sürekli şiddet gördüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, psikolojik sorunları olduğunu, belirlenen nafaka ve tazminatların miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen taraf kusurlarının doğru olduğu, kadın yararına tazminatın koşullarının oluştuğu, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin ağır kusurlu olması nedeniyle doğru olduğu, Mahkemece kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak nafaka miktarının uygun olduğu, kadının babasının 4 ayrı kadından 28 kardeşinin olduğu, babasından kalan 47 gayrimenkulün paylaşılıp kadına düşen miktarın belirlenmediği, gelir elde edip etmediğinin ispatlanmadığı,erkeğin düzenli ve sürekli geliri ile adına kayıtlı bir taşınmazının bulunduğu, kadın yönünden yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, velâyetin anneye verilmesinin doğru olduğu, kişisel ilişkinin düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu, değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesinin yapılabileceğini, çocuğun yaşı, baba ile annenin nispeten yakın ancak farklı şehirlerde oluşu nedeniyle uygun ve yeterli olduğu gerekçesi ile erkeğin tüm kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların ekonomik durumu, kusurun ağırlı, mevcut ve beklenen menfaatler ile günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları hakkaniyet ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafaka miktarının az olduğu, kadın yararına aylık ödenecek şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 750,00 TL yoksuluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece belirlenen kusurların hatalı olduğunu, erkeğin tanık beyanlarına itibar edilmediğini, kadının sürekli iftira attığını, ailesine ve kendisine saygısızlık yaptığını, şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, üzerine kayıtlı 47 adet taşınmaz bulunduğunu, velâyetin anneye bırakılmasının hatalı olduğunu, kişisel görüşme süresinin yeterli olmadığını, kadın yararına hükmedilen tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ile tazminatların şartlarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, kadının makyaj yaparak darp raporu aldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkekten her türlü fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, sorumluluklarını yerine getirmediğini, psikolojik sorunlarının olduğunu, sürekli şüpheci ve aşırı kıskanç davrandığını, belirlenen maddî ve manevî tazminatın miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat, nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin tazminat, velâyet talebinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 323 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenilen tehdit vakıası ile kadına yüklenilen misafirlerin yanına çıkmayarak erkeği zor durumda bıraktığı vakıalarının ispatlanmadığı, ispatlanmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenilmeyeceğinin; erkeğe yüklenilen hakaret vakıası sonrasında ise birlikte yaşamın devam ettiğinin, dolayısıyla tarafların birbirini affettiği ya da en azından hoş gördüğünün, hoş görülen ya da affedilen davranışların kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf verilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ... 'a yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nurgül'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.