Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8525 E. 2024/4660 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında velayet düzenlemesi, çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası miktarı ve fiilen anne yanında kalmayan çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Çocukların velayetinin belirlenmesinde, çocukların üstün yararının gözetilmesi ve bu hususta ayrıntılı bir sosyal inceleme raporu alınması gerektiği, fiilen anne yanında kalmayan çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin ise usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının velayet ve tedbir nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1418 E., 2023/1459 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/693 E., 2023/325 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, alkol aldığı, hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği ve erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 ncı maddesine göre, olmadığı taktirde ise 166 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmak istemediğini kadının iddialarını kabul etmediğini beyan ederek kadının davasının reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; 4721 sayılı Kanunu'nun 162 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen özel boşanma sebebinin unsurlarının oluşmadığı, davalının darp eyleminin hayata kast olarak değerlendirilemeyeceğinin bu boşanma sebebine bağlı terditli açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalının davacıya evlilik birliği içerisinde darp uygulayarak fiziksel şiddet gösterdiği, yine tanık F. U.'nun beyanı ve sosyal inceleme raporunun değerlendirme bölümde yapılan tespite göre davalının sürekli alkol kullanıp davacı ve ortak çocuklarla maddî-manevî olarak ilgilenmeyerek duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığı, davacının dava dilekçesi ile delil dilekçesinin ekinde sunduğu fotoğraf kayıtlarına göre davalının ortak çocuklara da şiddet uygulayarak babalık görevlerini aksattığı, yine davalı adına alınan iki farklı sosyal inceleme raporu ile TAKBİS, SGK kayıtlarına göre davalının düzenli iş ve gelir getiren bir çalışma yapmayarak ekonomik şiddet eylemine neden olduğu, ayrıca davacı adına Sivas Numune Hastanesinden alınan hasta dosyası bilgilerine göre de davacının 11.09.2021 tarihindeki olay nedeniyle adli vaka olarak hastane kaydının bulunduğunun görüldüğü, davalının anlatılan ve tespit edilen fiziksel, duygusal, psikolojik ve ekonomik şiddet eylemleri ile sürekli alkol kullanması, ortak çocuklara da fiziki şiddet uygulayıp hem davacı hem de ortak çocuklarla manevî olarak ilgilenmemesi nedenleriyle evlilik birliğini çekilmez bir hale getirdiği ve temelinden sarsılmasına neden olduğu, davalının asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davacının 4721 sayılı Kanun'un 162 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre terditli olarak talep ettiği özel boşanma sebebinin şartlarının oluşmamasının nedeni ile bu boşanma sebebine bağlı açılan terditli davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 50.000,00 TL maddî 65.000,00 TL manevî tazminata, davalı hakkında çocuk koruma kanuna göre danışmanlık tedbiri kararı uygulanması adına Sivas Çocuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, fillen baba yanında kalan çocuklar lehine hükmedilen nafakalar, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların da hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, fiillen baba yanında kalan çocuklar lehine hükmedilen nafakalar, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların takdiri ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında geçimsizliğe sebebiyet veren kusurun kimden kaynaklandığı kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocukların velâyetine ilişkin verilen kararın ve çocuklar için hükmedilen nafakaların takdirinin ve miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 182 inci, 336 ıncı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Velâyet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke “çocuğun üstün yararı"dır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir. Çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Anne ve babanın yararları, boşanmadaki kusurları, ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velâyet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin dahi göz önünde bulundurulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz.

3.Velâyet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Dosya arasında bulunan belge ve bilgilere göre; idrak çağında olduğu anlaşılan çocukların velâyet hakkındaki tercihi de sorularak, tarafların şuanki yaşam koşulları, çocukların eğitim, sağlık, sosyal ve fiziki gelişimlerinin de dikkate alınarak taraflarla ve çocuklarla görüşerek bu hususları içerecek şekilde 3 kişilik uzman heyetinden yeniden ayrıntılı sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip çocukların üstün yararları dikkate alınarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, velâyet konusunda yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Dosya kapsamından fiilen anne yanında kalmayan ortak çocuklar Melike ve Mehmet Berat lehine tedbir nafakası takdir edilerek, davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklana sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun, velâyet düzenlemesi ve ortak çocuklar Melike ve Mehmet Berat lehine takdir edilen tedbir nafakası yönünden esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının, velâyet düzenlemesi ve ortak çocuklar Melike ve Mehmet Berat lehine takdir edilen tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.