Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8552 E. 2024/4729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, maddi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/698 E., 2023/1015 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/52 E., 2021/68 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 29 yılı aşkın süredir evli olduklarını, bu evliliklerinden olan çocuklarının reşit olduğunu, müvekkilinin Avusturya'da yaşamını sürdürdüğünü, davalının ise Türkiye' de yaşadığını, davalının müvekkilinin yanına gitmeyi reddettiğini, müvekkilinin Türkiye'ye geldiğinde müvekkilini eve dahi almadığını, müvekkili ile davalının yıllardır fiilen ayrı yaşadığını, tarafların evlilik birliklerini sürdürmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilinin dava açmasının gerektiğini beliterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik birliğinin hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, uzun yıllardır yurt dışında yaşadığını, tarafını ve çocuklarını hem maddi hem de manevi destek vermeksizin Türkiye'de bıraktığını, senede birkaç defa misafir gibi Türkiye'ye geldiğini, davacının çocuklarını ve tarafını her defasında yanlarına alacağı sözünü verdiğini, ancak hiçbir zaman almadığını, tarafının yaklaşık 10 yıldır tek başına çalışarak çocuklarını geçimlerinin sağladığını, davacının Alman vatandaşı bir kadın ile evleneceğini ve vatandaşlık alacağını böylelikle tarafını ve çocuklarını yanına alacağı sözünü verdiğini, tarafını her defasında kandırdığını, davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, birkaç yıl sonra davacının kendi isteği ile tarafına geri dönüş yaptığını, evlilik yaptıktan sonra davacının çocuklarını ve tarafını yanlarına almak için hiç bir çaba sarf etmediğini belirterek haksız açılan davanın reddini 100.000,00 TL maddî, tarafına yaşattığı ağır elem ve ızdırap nedeni ile 100.000,00 TL manevî tazminat ve aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın davalıyı yurt dışına götürmediği, yurt dışına gittikten sonra davalıya ve çocuklara karşı ilgisiz kaldığı, davalının ise davacıyı yurt dışından geldiğinde eve almadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı tarafın daha fazla davalı tarafın daha az kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, 25.000,00 TL maddî tazminata, davalının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî tazminat yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî tazminat yönlerinden yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık boşanma davasındaki kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının yerinde olup olmadığı, koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.