Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8565 E. 2024/7023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1446 E., 2023/1161 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/289 E., 2022/390 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddi ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadına küfür ettiğini, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin ailesinin hakaretlerine maruz kaldığını, yapılan düğün merasimine kadının ailesinin ve arkadaşlarının katılmasını istemediğini, ailesi ve kazançları hakkında hiçbir durumu kadın ile paylaşmadığını, doğum ve hamileliğinde kadını yalnız bıraktığını, gizli telefon görüşmeleri yaptığını, sürekli kadından nakit para istediğini, çoğu zaman yatak odasında dahi uyumadığını, tüp bebek tedavisinde maddî ve manevî destek olmadığını, özel günleri kutlamadığını, erkeğin ilgisiz ve cimri davrandığını, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, ev içinde yaşanan özel şeyleri üçüncü şahıslara anlattığını, kıskanç olduğunu, kadının arkadaşları ile dışarıda görüşmesine izin vermediğini, eşinden habersiz evi muvazaalı olarak annesine devrettiğini, tehdit ettiğini, kadını 3 gün odaya kilitlediğini, erkeğin kardeşinin ses kaydı aldığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 2.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakasının her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasını, yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın ileri sürdüğü vakıâları kabul etmediğini, kadının hakaret ve tehdit içerikli mesajlar attığını, kendisine ve ailesine küfür, hakaret ve aşağılama içeren söylemlerde bulunduğunu, zaman zaman kendisine tokat attığını, kadının ailesinin evliliklerine karıştığını, aile sırlarını başkalarına anlattığını, evin masraflarına katılmadığını, evden erkek ve ailesinin kovulduğunu, kadının eşyaları habersiz götürdüğünü iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının ailesine karşı mesafeli ve soğuk davrandığı, evine ve eşine karşı ekonomik şiddete varan cimriliğinin bulunduğu , tüp bebek tedavisinde kadına destek olmadığı, hiç bir özel gününü kutlamadığı, kadının ailesinin Kırşehirdeki düğüne katılmasını istemediği, kadına karşı aşağılayıcı bir tavrının ve "sen ne anlarsın" diyerek aşağılayıcı söylemlerinin bulunduğu, kadının dayandığı diğer iddiaların ispatlanmadığı, erkeğin karşı dava dilekçesinde dayandığı iddiaların sunduğu belgelerle kanıtlanmadığı, tanık deliline dayanmasına rağmen tanık bildiriminde bulunmadığı gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, karşı boşanma davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için takdir edilen aylık 750,00'şer TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye arttırılmasına, karar kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın için 70.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, talep olmadığından kadın için tedbir ve yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde;görgüye dayalı olmayan tanık beyanlarıyla boşanmaya karar verilmesinin ve maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacı- karşı davalı tarafın "iştirak nafakasının her yıl TEFE - TÜFE oranında artırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesi gerekçesinde taleple bağlı olunması gerekirken, talebin üzerinde bir hüküm kurulmuş olduğunu, iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasının hükümde belirtilmediğini, evlilik birliğinin sarsılmasında kendisinin kusurunun olmadığını, delillerine neden itibar edilmediğinin açıklanmadığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının fazla olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kabul edilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakası ile miktarları, nafakalara her yıl Tüfe oranında artış yapılmaması, velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kabul edilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakası ile miktarları, velâyet yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl boşanma davasının kabulüne, karşı boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî-manevî tazminatın, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka miktarları ile tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ,velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri;4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.