"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1820 E., 2023/1837 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şarkışla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/375 E., 2023/159 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle: kadının evlendiği günden davalı-karşı-davacı ve davalı-karşı davacının annesi, babası ile görümcesi tarafından psikolojik olarak baskı altında tutulduğunu, erkeğin zaman zaman iş gereği şehir dişinda bulunmasından dolayı kadının, eşinin annesinin evinde belli zamanlarda kalmak zorunda kaldığını, bu süreçte davalı-karşı davacının annesi ve davalı-karşı davacının kız kardeşinin kadın üzerinde sürekli olarak baskı kurmaya çalıştığını, erkeğin de piskolojik şiddet uyguladığını, üzerine düşen görevleri yapmadığını, sürekli huzursuzluk çıkardığını kendisi ve ailesinin kadını hor gördüklerini tarafların üç aydan beri ayrı yaşadıklarını, kadının baba evine geldikten sonra erkeğin, eşini ve çocuğunu hiçbir şekilde arayıp sormadığını ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, davalı-karşı davacı koca ile kadının evlilik birliğinin fiilen bittiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetin davalı-karşı davacı babaya verilmesine, kadın yararına dava tarihinden itibaren başlamak üzere dava süresince aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı-karşı davacının 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli evde huzursuzluk çıkardığını ve tartışmalara sebep olduğunu, her tartışmada kendisini yerlere atarak bağıran kadının bu tavırlarından ortak çocuğun etkilenmemesi adına tartışmadan özellikle kaçınmaya çalışan erkeğin tartışmaların başlamasına ve kavgaya dönüşmesine engel olamadığını, bu durumlarda ortak çocuğu da alıp evden çıkmakta çözüm bulduğunu, kadının, erkeğin annesine her zaman "gı" babasına ise her zaman "la" diye hitap ettiğini, erkeğin annesine "istersem boşanınca bekar biriyle evlenebilirim, bizim oralarda boşanan kadınları bekar erkekler alır" dediğini, erkeğin ailesini ortak konutta istemediğini ve onların da evlerine gitmek istemediğini, ortak çocuğu da erkeğin ailesine göstermediğini, torunlarını öpemediklerini, hediye alamadıklarını, bayramlarda da erkeğin ailesini ziyaret etmediğin, erkeğin kendi ailesi ile görüşmesini de eleştiren kadının bu konuda tartışma çıkardığını, tartışmanın büyümemesi için erkeğin evden ayrıldığını, erkeği arayarak "çabuk eve gel, yoksa kendimi keserim" dediğini, erkeğin eve gittiğinde tartışmanın devam ettiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dava dilekçesinde boşanmaya sebep gösterdiği olayların bir çoğunun dava tarihinden önce yaşandığı, kadın tanıkların beyanlarının bir çoğunun yalnızca kadından duyduklarından ibaret olduğu, erkeğin, kadının babasını arayıp "şerefsiz, kızını al götür" dediği ve evden kovduğu, erkek tanıklarının beyanlarının ise duyuma dayalı olduğu ve davalı-karşı davacı erkeğin iddialarını ispata yarar delil olmadığı, erkeğin, davacı-karşı davalı kadının çocuğu ailesine sevdirmediği yönündeki iddiasına yönelik tanık beyanlarının 2020 yılı itibariyle ülkede yaşanan Covid-19 salgını sebebiyle davacı-karşı davalı kadının bu tutumunun makul karşılanabileceği, bizzat davalı-karşı davacı erkeğin babasının kadının kendisine 'baba' diye hitap ettiğini söylediği ve erkeğin uygunsuz hitabına yönelik iddiasını ispat edilemediği bu haliyle boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve kadının talebi doğrultusunda ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının işsiz olduğu ve boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar 1.700,00 TL olarak devamına, karar kesinleştiğinden sonra ise aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî, 22.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti, kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyanın yapılan incelemesinden erkeğin, eşinin babasını arayıp "şerefsiz, kızını al götür" diyerek eşini evden kovduğu ve dışarı attığı, kadının ise bekar biri ile evlenebileceğini söylediği, eşinin anne babasına "gı" ve "la" diye hitap ettiği, anne ve baba demediğinin anlaşıldığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, alınan tanık beyanlarından erkeğin anne ve ablasının evliliğe yoğun müdahalesinin bulunması ile erkeğin kadının telefon hattını kapattığının da anlaşıldığı, ancak kadının kusura yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından erkeğe kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmadığı, kadına yüklenebilecek erkeğin ailesini istemediği eve kabul etmediği, güler yüz göstermediği vakıasının ise tepkisel davranış olması nedeni ile kadına yüklenmesinin doğru olmayacağı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran az olduğu, yine kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların da tarafların kusur dereceleri ile sosyal ve ekonomik durumlarına göre yetersiz olduğu gerekçesiyle erkeğin reddedilen boşanma davası ve kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilgili hükümlerin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin ve oranının belirtilen şekilde düzeltilmesine, erkeğin karşı davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına hükmün kesinleşmesinden sonra aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığını, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu, erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, hükmedilen nafakaların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahalesinin olduğunun kabulü ile kadının erkeğin ailesini ortak konuta istememesi ve güler yüz göstermemesinin tepkisel davranış olarak nitelendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin net maaşı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ortak çocuğun giderleri ile ev giderlerinin fazla olduğunu ve birikmiş tedbir nafakası borcu olduğunu, süresiz olarak yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin ağır kusurlu kabul edilip manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kadının ortak çocuğu erkeğin ailesinden uzak tutulduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına sınırsız süre ile hükmedilmiş olması ve lehine manevî tazminata hükmolunmaması yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur tespiti neticesinde erkek yararına manevî tazminata hükmedilmemiş olması ile kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına süresiz yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.