Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8689 E. 2024/3211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, aile konutu olan taşınmaz üzerine bilgisi ve rızası dışında ipotek tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin kaldırılması davası açılması üzerine, davalı bankanın, davacının ipotek tesisine muvafakat ettiğini iddia etmesiyle oluşan hukuki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edildiği, davalı banka tarafından sunulan muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede tespit edilemediği, belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması gerektiği ve davalı bankanın imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1593 E., 2023/2272 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/104 E., 2023/79 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ...'in evli olduklarını, Samsun İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 191 Ada, 67 Parsel 7 no.lu bağımsız bölümün aile konutu olduğunu, müvekkilinin bilgisi olmadan davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu ipotek tesisi üzerine 18.12.020 tarihinde 1. açık arttırma ile davalı banka alacağına mahsuben ihale olduğunu, müvekkilinin rızası alınmadığını, davalı bankanın müvekkilin mavafakati olduğu iddiasının asılsız olduğunu, muvafakatnamedeki yazının ve imzanın müvekkile ait olmadığını, davanın kabulü ile taşınmaz üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde;davacının ipotek tesisine muvafakatinin bulunduğunu, muvafakatnamenin davacı tarafından doldurulup imzalandığını, imza incelemesi ile imzanın davacıya ait olduğunun tespit edileceğini, davacının yaklaşık 2 yıldır icrai tebligatlara sessiz kaldığını, bu durumun ipotek tesisine rıza gösterdiğinin göstergesi olduğunu, taşınmazın aile konutu olmadığını, ipotek tesisi sırasında taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, şerhin taşınmaz icraen satıldıktan sonra konulduğunu, müvekkil bankanın iyi niyetli olduğunu, davacının dürüstlük ilkesine aykırı davrandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edildiği, davacının rızasının alınıp alınmadığı yönünden yapılan incelemede ise davalı banka tarafından muvafakatname sunulduğu, davacının imzaya itiraz ettiği, davacının imza örnekleri ile birlikte Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesinde "inceleme konusu belgede ... adına atılı imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere ...'in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği " bildirildiği, Yargıtay 12 . Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 tarih 2006/12-259 Esas 2006/231 Karar sayılı ilamlarında imza inkarına ilişkin davalarda imzanın borçluya ait olup olmadığının belirlenememesi durumunda belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması gerektiği, alacaklının borçluya ait olmasını ispatlayamadığı gözetilerek hüküm kurulması gerektiğine yönelik kararlar değerlendirildiğinde, muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden davalı banka, imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenememesi sebebiyle muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmaz üzerine davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; imza incelemesinde tespit yapılamamış olmasının muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığını göstermeyeceğini, bu durumda yeniden imza incelemesi yapılması gerektiğini, gerekirse muvafakatnamedeki yazılan üzerinde de inceleme yapılması gerektiğini, hiç araştırma yapılmadan davacı lehine karar verilmesinin hatalı olduğunu, muvafakatnamenin bizzat davacı tarafından doldurulup imzalandığını, imzayı inkar eden davacını ispat külfetin üstlendiğini, imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmesi gerektiğini, bunun dışında Mahkemece davacı ve davalının 2014 yılından bu yana olan ikamet adreslerine ilişkin belgeler, yine taraflar adına kayıtlı olan abonelikler ile taşınmazın abonelikleri ne ilişkin belgeler yönünden eksik inceleme yapıldığını, sadece davacı tarafça dosyaya sunulan abonelik kaydığına göre karar verildiğini, taşınmazın aile konutu olmadığını, ipotek tesisi tarihinde tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, söz konusu şerhin taşınmazın icraen satılmasından sonra konulduğunu, davacının yaklaşık 2 yıl önce kıymet takdiri raporunu tebliğ aldığını ancak o tarihte aile konutu iddiasını ileri sürmediğini, davacının dürüstlük ilkesine aykırı davrandığını belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın cebri icra ile satışının yapıldığı anlaşıldığından, bu satışa ilişkin Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/253 Esas sayılı dosyası incelendiğinde ihalenin feshine karar verildiğinin ve kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, dava konusu yerin dosya arasına alınan ekspertiz raporundan, elektrik, su abonman kayıtlarından, bankanın ipotek tesis ederken aile konutu olduğuna dair davacı kadına ait olduğu yönündeki muvafakatname belgesi düzenlemesinden ve her ne kadar dava tarihinden sonra ise de tapu kaydına işlenen aile konutu şerhinden, aile konutu olduğunun anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilememesi soncunda davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taşınmazın aile konutu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.