"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1470 E., 2023/1536 K.
DAVA TARİHİ : 12.11.2019 - 28.04.2021
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1387 E., 2022/290 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur ve maddî tazminat yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; daha önceden müvekkili tarafından açılan boşanma davasının reddedilerek kesinleştiğini, evlilik birliğinin tekrar kurulamadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı -davacı erkek vekili birleşen davada dava dilekçesinde özetle; kadın tarafından daha önceden boşanma davası açılarak reddedildiğini, kadının evlilik birliğinin yeniden tesisini engellediğini, kadının müvekkilini maddî dar boğaza sürüklediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, çocuklar ile görüşmesini engellediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2019/1387 Esas, 2022/290 Karar sayılı kararıyla; 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası koşullarının oluştuğu, tarafların fiili ayrılık süresinde ayrı yaşamalarına ve evlilik birliğini fiilen devam ettirememelerine her iki tarafın da eşit kusurlu olarak sebebiyet verdiği, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; erkeğin tam kusurlu olduğu, tam kusurlu eşin boşanma davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye tevdiine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile ayrı ayrı aylık 650,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına, ... kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli ve 2022/1913 Esas, 2022/1909 Karar sayılı kararıyla; asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası koşullarının oluştuğu, taraflar arasında Kayseri 5. Aile Mahkemesinde önceden görülen boşanma davasının yargılaması sırasında tarafların iki defa otelde kalmaları sebebiyle birlikte yaşadıkları dönemde gerçekleşen birbirlerine yükledikleri kusurları affetmiş sayılacakları, fiili ayrılık süresi içerisinde gerçekleştiğini iddia ettikleri kusurlu vakıları ispatlayamadıkları anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince davalı- davacı erkeğin tam kusurlu olduğuna karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusurun gerekçede yazılı şekilde değiştirilmesine, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili "kadının davasının kabulü, kendi reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafakalar ve reddedilen tazminat talepleri" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 11.04.2023 tarihli, 2022/10605 E., 2023/1754 K. sayılı kararı ile somut olayda 4721 sayılı Kanunun 166 maddesinin dördüncü fıkrası koşullarının oluştuğu, tarafların fiili ayrılık döneminde de ispat edilen kusurlu bir davranışlarının olmadığı, buna göre, retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin bozmayı gerektirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı- davacı erkek yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur ve maddî tazminat yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak erkek yararına 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı -davalı kadın vekili özetle; kusur, erkek lehine hükmedilen maddî tazminat ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarı nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili özetle; lehine maddî tazminata hükmedildiği halde vekâlet ücretine hükmedilmemesi, karşı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur, reddedilen manevî tazminat, maddî tazminatın miktarı, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulup kurulmadığı, erkek yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uygun karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı erkek yararına takdir edilen maddî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ....'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.