Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8705 E. 2024/4631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın vefat ettikten sonra konusuz kalan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece hükme esas alınan tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usul ve yasaya uygun şekilde hüküm kurulduğu, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğunun tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1086 E., 2023/1152 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/849 E., 2023/235 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına , davalı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle ; davalının ortak konuta dair sorumluluklarını yerine getirmediğini, eve her gün alkollü geldiğini, 2020 yılında evi süresiz olarak terk ettiğini, çocuk yapmak istemediğini, uyuşturucu madde kullandığını bu sebeple denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını, bu hususu davalının gizlediğini, davacının bu hususu yeni öğrendiğini, sadakatsiz davranışlarının bulunduğunu , 4. Evre kanser olduğunu, davalının kendisini bu süreçte yalnız bıraktığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 162 inci , 163 üncü ve 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 5000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacının evlenirken davalının önceki evliliğinden 2 çocuğu olduğunu bilerek evlendiğini, ancak evliliğin ilerleyen zamanlarında davacının davalının çocuklarına karşı ilgisizleşip sürekli artarak devam eden bir şekilde kötü davranmaya başladığını, davacının davalının çocuklarına karşı olan tavrı ve beslediği kötü duygular sebebiyle davalı nezdinde çocuk yapma konusunda davacıya karşı aşırı bir güvensizlik yarattığını, davacı tarafından sergilenen bütün kötü yaklaşımlar karşısında ve bu yaklaşımlar sebebiyle çocuklarının yaşadığı psikolojik bunalım hasebiyle Almanya'ya taşınmak zorunda kaldığını, çocuklarının aldıkları eğitimin sekteye uğramaması ve daha iyi bir eğitim şansı elde etmiş çocuklarının bu şanstan mahrum kalmaması sebebiyle Türkiye'ye dönmeme kararı aldığını, davacıyı daha iyi bir hayat yaşamak için Almanya'ya gelmesi için ikna etmeye çalıştığını, ancak davacının yalnızca olumsuz yanıt vermemekle kalmayıp tüm iletişimini sonlandırdığını bu teklife asla olumlu yanıt vermediğini, dava tarihinden önce davacının anlaşmalı boşanmak üzerede dava açtığı, sonrasında davadan vazgeçtiği savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 21.07.2018 tarihinde evlendikleri, davalı erkeğin yaklaşık iki yıl önce Türkiye'den ayrılıp Almanya ülkesine yerleşerek evi terk ettiği, davacının geçirmiş olduğu kanser rahatsızlığı sürecinde yanında olmadığı, davacıya maddi manevi destek sağlamadığı, davacıyla ve hastalığıyla ilgilenmediği, davacıya geçmiş olsun bile demediği anlaşılmakla taraflar arasında davaya neden olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurlu bulunduğu , davacı kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamadığı, dava devam ederken davacı asilin 03.02.2023 tarihinde vefat ettiği, bu sebeple boşanma davasının konusunun kalmadığı, gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla toplanan delillerle boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu ispatlanan davalının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle ; kusur belirlemesi bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ve davacının yargılama sırasında vefatı ile konusuz kalan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun davalıdan kaynaklanıp kaynaklandığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.