"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davacı-davalı kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası ve birleşen karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen ve birleşen davaya karşı açılan boşanma davalarının kabulüye tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili tedbir nafakası talepli dava dilekçesinde; tarafların iki ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin kadına şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, erkeğe uzaklaştırma kararı verildiğini, tarafların ayrı yaşadıklarını, davalının memur olarak çalıştığını iddia ederek kadın yararına aylık 1.000,00 TL ve ortak çocuklardan her biri için ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin saldırgan bir yapıya sahip olduğunu, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, kadını kısıtladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, tehdit ve hakaret ettiğini, ortak çocuklarla ilgilenmediğini, bağımsız konut temin etmediğini, kıskanç davrandığını, evin elektriğini ve suyunu kapattırıp kadını zor durumda bıraktığını, dava dilekçesinde kadını affettiğini söylemesi nedeniyle kadına herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, eğitim hayatına devam etmesine izin vermediğini, kadına ve ortak çocuklara ekonomik şiddet uyguladığını, kadının hastalığı ve zor zamanlarında yalnız bıraktığını, kış vakti ortak konutun doğal gazını kestirdiğini ileri sürerek erkeğin birleşen davasının reddine, asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk Emir için aylık 750,00 TL, ortak çocuk Miray için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili tedbir nafakasına cevap dilekçesinde; tarafların 12 yıldır evli olduklarını, kadının erkeğe karşı sevgi ve saygı göstermediğini, sinirli bir yapıya sahip olduğunu, 19.01.2021 tarihinde aralarında tartışma yaşandığını, kadının avazı çıktığı kadar bağırdığını, kadının ağzını kapatmaya çalışırken kafasını geri çekince duvara çarptığını, kadına şiddet uygulamadığını, erkeğin abisine hakaret mesajları attığını iddia ederek davanın reddine aksi halde ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının agresif bir yapıya sahip olduğunu, hakaret ettiğini, sürekli intihar girişiminde bulunduğunu, beddua ettiğini evden kovduğunu, eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, kök ailesinin yanına giderek uzun süre dönmediğini, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, saygısız davranışlarda bulunduğunu, sürekli ortak çocukların yanında kavga ve hakaretler ederek ortak çocukları korkuttuğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin, kadını darp ettiği, kadının dışarıya çıkışı konusunda kadını kısıtladığı, kadına hakaret ettiği, müşterek evin fatura aboneliklerini kapattığı, kadının ise eşine ve ortak çocuklara hakaret ettiği, evin kapı ve pencerelerini kırdığı, böylelikle evlilik birliğinn temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, taraflar arasında yaşanan en son olayda erkeğin kadını tartakladığı, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu değerlendirilerek, kadının tedbir nafakasına ilişkin asıl davasının kısmen kabulüyle ortak çocuk Emir için 500,00 TL, diğer ortak çocuk Miray için de 500,00 TL, kadın için ise 750,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, erkeğin birleşen ve kadının birleşen davaya karşı açtığı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında şahsi ilişki tesisine, kadın ve ortak çocuklar için takdir edilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, erkeğin maddî-manevî tazminat ve velâyet taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararını kusur belirlemesi, lehine hükmedilen nafakalar ve tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dileçesiyle; kusur belirlemesi, velâyet, tazminat taleplerinin reddi ve erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenilen hakaret kusurunun hatalı olduğu, bu kusura ilişkin zaman unsuru içermeyen tanık beyanının hükme esas alınamayacağı, erkeğin diğer gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında birlik görevlerini yerine getirmeme ve kadının ailesiyle görüşmesini istememe kusurlarını da işlediği, kadına yüklenilen kapı ve pencere kırma kusurunun hatalı olduğu, bu kusura ilişkin dinlenen tanık beyanının soyut olması nedeniyle beyanların hükme esas alınamayacağı, kadının diğer kusurlu davranışlarının yanında kök ailesinin yanına giderek uzun süre ortak konuta dönmeme kusurunu da işlediği, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük belirlendiği, ortak çocuklardan Emir'in 25.08.2022 tarihinden itibaren babasıyla beraber yaşadığı, annenin, ortak çocuk Emir'in velâyetinin babasına verilmesini istediği yönünde yapılan tespitler ile taraf vekillerinin kusur belirlemesine, davacı-davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına, davalı-davacı erkek vekilinin ise ortak çocuk Emir'in velâyeti ile tazminatlara işletilen faize yönelik istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 900,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk Emir'in velâyetinin babaya, Miray'ın velâyetinin ise anneye verilmesine, Emir ile annesi arasında Miray ile de babası arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Emir için hükmedilen tedbir nafakasının 25.08.2022 tarihine kadar 500,00 TL olarak devamına, kadının bu çocuk yönünden talep etmiş olduğu iştirak nafakasının reddine, tarafların sair istinaf başvurularının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesiyle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına yüklenilen kusurların dosya kapsamından ispatlanamadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına ve talep doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesiyle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğunu, aşamalarda ve dilekçelerde erkek tarafından dayanılan vakıaların tamamının kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiğini, kadının ortak çocuklara iyi davranmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları, nafakalara ÜFE/TÜFE oranında artış uygulanmaması, ortak çocuk Emir lehine iştirak nafakasına hükmedilmemesi ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalara ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı, koşullar oluşmuş ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafaka artışına ilişkin belirleme yapılmamasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı-davacı erkeğin ortak çocuk Emir lehine iştirak nafakası talebi olmadığının ve davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ile ortak çocuk Miray için talep ettiği iştirak nafakasına artırım uygulanmasına ilişkin bir talebinin bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran Asiye'ye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.