"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1325 E., 2023/1141 K.
...
...
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı artırılarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeği eve bağlamak için muska yaptırdığını, İstanbul Anadolu Aile Mahkemesinin 2013/106 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın 20.01.2014 tarihinde kesinleştiğini, o tarihten bu yana tarafların ayrı yaşadıklarını, bir araya gelmediklerini, ergin olmayan ortak çocuk ...'nin velâyeti konusundaki takdiri mahkemeye bıraktıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olmadığını, İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasında kadının kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiğini, fiili ayrılık döneminde kadına atfedilecek bir kusur bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, eşi ile birlikte yaşamaktan kaçınarak fiili ayrılıktan ötürü boşanma sebebi yarattığını, erkeğin bu fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla karı-koca ilişkisi yaşadığını, eşine ve ortak çocuklara fiziksel ve psikolojik olarak şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, ekonomik olarak kadına baskı uyguladığını, destek olmadığını, ortak çocukların eğitim, sağlık, gıda, giyim, vs. gibi ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliği içerisinde edinilen birtakım malları üçüncü şahıslara devrederek malları kaçırdığını, eşini ve ortak çocukları kimi zaman döverek hastanelik ettiğini, ... güvenliklerinin bulunmadığını, öldürmekle tehdit ettiğini, evlilik birliğinin devamında bir fayda kalmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2018
tarih ve 2017/120 Esas, 2018/733 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinde görülen davanın ret ile sonuçlandığı ve verilen kararın 20.01.2014 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 09.02.2017 tarihi itibarıyla üç yıllık sürenin geçtiği ve tarafların bu süre içinde bir araya gelmedikleri gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili tarafından savunma haklarının kısıtlanması, delillerinin toplanmaması ve tanıklarının dinlenmemesi, taleplerinin bazıları ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesi, kusur, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi , iştirak nafakası miktarının az olması, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin müvekkiline yüklenmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarih ve 2019/353 Esas, 2021/393 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin mazbatada, bilgi veren ve haber bırakılan komşunun isminin tespit edilmediği, bu haliyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davalı vekilinin 10.04.2017 tarihli dilekçesinin cevap dilekçesi olarak kabul edilmeyerek, davalı tarafın dilekçesinde tanık deliline dayanmasına rağmen, tanıklarının isimlerinin bildirilmesi için süre verilmeden, delilleri toplanmadan, tanıkları dinlenmeden yargılamaya devamla, karar verilerek davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince, gösterdiği takdirde kadının delilleri de toplanarak hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, esasa yönelik inceleme yapılmaksızın kadının istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklandığı şekilde yargılama yapılıp belirtilen eksikliklerin giderilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
1.Davalı- davacı kadın vekilinin Anadolu 17. Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2019/343 Esas sayılı boşanma dava dosyasının 11.01.2022 tarihinde mevcut dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açtığı davasında taraflar arasında erkek tarafınan daha önce açılan boşanma davasında kadına bir kusur yüklenemediğinden davanın reddedildiği, kararın 20.01.2014 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin 09.02.2017 olduğu, ilk boşanma davasından sonra üç yıllık sürenin geçtiği ve bu arada tarafların bir daha bir araya gelmedikleri gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne, asıl dava bakımından tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadınlık görevini yapmıyor diye çocuklarının yanında aşağıladığı ve bu hususu da çocuklarına söylediği, köyüne eşim diye başka bir kadını götürdüğü, halihazırda başka bir kadınla imam nikahlı olarak yaşadığı, erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, reddolunan ilk boşanma davası ile sonradan açılan boşanma davası arasında üç yıl geçtiği ve bu sırada tarafların tekrar bir araya gelmediği gerekçesiyle kadının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların birleşen dava bakımından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve son fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ... dava sırasında ergin olduğundan velâyet ve kişisel ilişki hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun ergin olduğu 15.12.2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kusur durumu, geliri olmadığı ve yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasına Üfe oranında artış uygulanmasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın lehine oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ekonomik ve sosyal yönden eksik inceleme ile karar verilmesi, erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen asıl davanın kabulüne karar verilerek vekâlet ücreti ve yargılama giderinden müvekkilinin sorumlu tutulması, nafaka ve tazminat miktarlarının az olması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında takdir olunan tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadın lehine 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, nazara alınarak kadın yararına verilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 14.06.2023 tarihli ve 2023/801 Esas, 2023/3190 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışındaki temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 150.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumu karşısında yetersiz kaldığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...