"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1052 E., 2023/2208 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/606 E., 2022/61 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; eşinin, kendisine karşı tersleyerek ve tahrik ederek konuştuğunu, aralarında huzursuzluk ve anlaşmazlık bulunduğunu, eşinin ortak evi terk ettiğini ve 2017 yılı Ağustos ayından itibaren ayrı yaşadıklarını, eşinin beraber yaşamak için ev almasını istediğini, iddialarınınmaddî kazanç amaçlı iftira olduğunu ve kabul etmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuklar büyüdükten sonra ise müvekkilinin üzerine yürüdüğünde çocuklar engel olduğundan fiziksel şiddet uygulayamadığını, ancak sürekli aşağıladığını, hakaret ve küfür ettiğini, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sosyal ortamlarda müvekkilini yalnız bıraktığını, hastalığı ile ilgilenmediğini ve hastaneye dahi götürmediğini, ailesini ihmal ettiğini, müvekkilini ortak evden kovduğunu, müvekkilinin 2017 yılı Ağustos ayında ayrı bir ev tutarak ortak evden ayrıldığını, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde ortak çocukların geçirdiği kaza sonrasında erkeğin maddî ve manevî yardımda da bulunmadığını, erkeğin dava açmadan iki ay önce müvekkilinden kendisini affetmesini isteyerek barışma teklifinde bulunduğunu, tarafların çocuklarıyla birlikte bu konuda yaptıkları görüşmede erkeğin "Bana kız mı geliyorsun, sıfır mı geliyorsun" şeklinde onur kırıcı sözleri ile değişmediğinin ve af dileğinin gerçek olmadığının görüldüğünü, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla erkeğin asıl davasının reddine, açtıkları karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının çalışmaya başladıktan sonra eşine "Ben istediğimi yaparım, sen karışma, ben kendim kazandığımı kendim yiyeceğim, kendi ayaklarımın üzerinde duracağım " şeklinde eşlerin mutluluğu ile bağdaşmayacak tarzda sözler söyleyerek bireysel ve ferdi davranışlar sergilediği, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınarak ortak evi terk ettiği, erkeğin ise eviyle ve eşiyle yeterince ilgilenmediği, eşi hastalandığında ve ameliyat olduğunda yardımcı ve destek olmadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillerden, tanık beyanlarında geçen bir kısım olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve erkeğin bu kusurları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen olayların kusur olarak eşe atfının mümkün olmadığı, bir kısım tanık beyanlarının ise soyut, zamanı belli olmayan ve sebep ve saiki açıklanamayan inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, bu beyanlara dayanarak kadına kusur yüklenemeyeceği, erkeğe atfedilen vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve erkeğin bu kusurlu davranışlarının da affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı ve erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak en son olayda taraflar arasında yaşanan tartışma sırasında erkeğin, fiziksel şiddet uygulamak üzere kadına el kaldırıp hakaret ettiği anlaşıldığından evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, bu nedenle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarına ilişkin kusur belirlemesinin ve erkeğin boşanma davasının kabulünün hatalı olduğu, boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören kusursuz kadın lehine, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınmak suretiylemaddî ve manevî tazminat talebinin kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu reddinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, davalı-davacı kadının, erkeğin asıl davasının kabulü ile reddedilenmaddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin asıl davasının kabulü ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin açmış olduğu boşanma davasının sübut bulmadığından reddine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkeğin sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurlu davranışların gerçek olmadığı gibi kadın tarafından dilekçeler aşamasında da dayanılmadığını ve kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin asıl davasının reddi, kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı davanın ispat edilip edilmediği ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.