"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2139 E., 2023/1804 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kuma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/237 E., 2021/493 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2011 yılında evlendiklerini, ortakt bir çocuklarının olduğunu, son 2 yıldır davalının türlü bahaneler ileri sürerek evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, müvekkiline karşı ilgisiz ve soğuk davrandığını, psikolojik baskı kurduğunu, sır saklama yükümlüğünü ihlal ettiğini, kavgacı, yıkıcı, küçük düşürücü ve aşağılayıcı söz ve davranışlar sergilediğini, müvekkilini sevmediğini söylediğini, sadakat yükümlüğünü ihlal ettiğini, belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, asıl kusurlu tarafın davacı olduğunu, davacının her zaman kendi menfaatlerini eşinden, aile birliğinden ve çocuklarının menfaatinden önde tuttuğunu, davacının HPV rahatsızlığını kendi lehine çevirmek maksadıyla bu davayı açtığını, davacının ağır kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile yasal faizi ile birlikte 750,00,00 TL maddî, 750,000,00 TL manevî tazminatın davacı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,kadının cinsel hayatlarını üçüncü kişilere anlattığı, erkeğin ise kadına soğuk ve ilgisiz davrandığı, kadını sevmediğini, boşanmak istediğini söylediği, evi otel gibi kullanıp geç saatlerde eve geldiği, kadının hastalığını 3. kişilere anlattığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 1,300,00 TL tedbir ve aylık 1.300,00 TL iştirak nafakasının davalı davacıdan alınıp davacı davalı kadına verilmesine, kadının talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 21,000,00 TL maddî ve 21,000,00 TL manevî tazminatın davalı davacıdan alınarak davacı davalıya verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhe hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı- davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında tanık ...'in beyanında belirttiği üzere ... isimli kadınla samimi olup gece geç saatlere kadar birlikte vakit geçirmek ve sosyal medyasında ''ilişkisi yok'' yazarak güven sarsıcı davranışta bulunma, tanıklar ... ve ...'nın beyanından anlaşılacağı üzere fiili ayrılık döneminde birlik görevlerini yapmama, tanık ...'in beyanı ile sabit olduğu üzere kadına psikolojik baskı kurma kusurlarını da işlediği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkeğe sosyal medyasında ''ilişkisi yok'' yazarak güven sarsıcı davranışta bulunma kusuru dava tarihinden sonraya ilişkin kabul edilerek yüklenmemiş ise de karşı davanın bağımsız vasfı nazara alındığında konu ibare karşı dava tarihinden önceye ilişkin olduğundan ve kadın cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile mezkur olaya vakıa olarak dayandığından anılan kusurun erkeğe yüklenmesinin gerektiği, kadının annesinin erkeğe hitaben söylediği'' baban zaten ölecekti gidip kızımın gönlünü etseydin o da genç cinsel açıdan tatmin etseydin'' sözü sırasında kadının ortamda olmadığı müdahale şansının olmadığı, kadınla annesi arasında cinsel konuların konuşulduğunun mezkur cümle ile ispat edildiğinin kabulüne olanak olmadığı, kadının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, erkeğin karşı davasının kabulünün hatalı olduğu gerekçisi ile kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın vekilinin kusura, erkeğin davasının kabulüne, tedbir nafakasına ve tazminlara yönelik istinafının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, karşı davanın reddine, tazminat miktarları düşük olduğundan kadın yararına 80.000,00 TL maddî 80.000,00 TL manevî tazminata, erkek vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; tazminatların ve nafakaların miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunu belirterek kararın tümü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.