Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8856 E. 2024/5259 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği ile ziynet alacağının ispatlanıp ispatlanmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1908 E., 2023/2380 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/140 E., 2023/308 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 22.06.2021 tarihli ilk karar ile verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'ilerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin boşanmanın fer'îleri yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının ailesine ilgisiz olduğunu, müvekkiline sürekli olarak hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, çocukların karşı hiç bir zaman sevgi ve bir baba şefkati ile yaklaşmadığını, çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, evin, eşinin ve çocukların maddî, manevî hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, müvekkilinin babasının cenazesine katılmadığı gibi baş sağlığı dahi dilemediğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının şimdilik 1.000,00 TL bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile ziynet alacağı bedelini 63.584,00 TL' ye artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının, müvekkilinin annesinin hastalığında ilgilenmediğini, müvekkilinin maddî imkanları yönünden rencide ettiğini, eşyalarını da alarak orta evi terk ettiğini, müvekkilinin de boşanmak istediğini beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, aksi takdirde çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 400.00 TL iştirak nafakasına, davacının diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2021 tarih ve 2019/573 Esas, 2021/409 Karar sayılı kararı ile; davalının, davacıya karşı küfür ve hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, davacının babasının cenazesine katılmadığı gibi baş sağlığı dileğinde dahi bulunmadığı, davalının tam kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında taraflar ve çocuklar için bir menfaatin kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Ali ve Mahmut' un velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davacının ziynet alacağı davasının kabulü ile ziynetlerin aynen iadesine, mümkün değilse toplam 63.584,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, tedbir ve iştirak ile tedbir ve yoksulluk nafakaları ve miktarları, aleyhlerine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, ziynetlere ilişkin tanık beyanlarının iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı, dosyada bu hususta başkaca bir delil de bulunmadığı, davacının yemin deliline de dayandığı halde yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığı, eksik incelemeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesi ile davalının istinaf isteminin kabulü ile belirtilen eksiklikler tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın istinaf edilmeyerek kesinleşen kısımları hariç olmak üzere kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine, şimdilik diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davalının, davacıya karşı küfür ve hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, davacının babasının cenazesine katılmadığı gibi baş sağlığı dileğinde dahi bulunmadığı, davalının tam kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında taraflar ve çocuklar için bir menfaatin kalmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, Mahkemenin ilk kararı ile taraflar arasındaki boşanmaya ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Mahmut'un yargılama sırasında ergin olduğu anlaşıldığından velâyet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Ali'nin velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davacının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları, ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar ile davacı lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verildiği, bu kararlara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davacının tedbir ve iştirak nafakası ile tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf isteminin usulden reddine, dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise ziynet alacağına ilişkin istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.