Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8857 E. 2024/7479 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın, karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin kararında yer alan manevi tazminata ilişkin maddi hatanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddedilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/399 E., 2022/2149 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/82 E., 2020/238 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının maddî manevî tazminat, nafaka taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakası ile davacı kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ve 10.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını belirterek, tazminat takdiri ile reddedilen kısım üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı tarafa dava dilekçesinin 13.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesinin süresinden sonra 15.05.2019 tarihinde sunulduğu, buna göre davalı tanıklarının dinlenmesinin ve hükme esas alınmasının yerinde olmadığı, davalı erkeğin tam kusurlu kabul edilerek, kusura ilişkin gerekçenin bu şekilde değiştirilmesine karar vermek gerektiği, hükmedilen nafakanın miktarının az olduğu, yine maddî tazminat takdir edilmesi yerinde ise de; takdir edilen tazminatın miktarının da az olduğu anlaşılmakla ilgili bentler tümden kaldırılarak yerine kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine,sonuç olarak, davacı kadının maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

2..Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ek kararı ile; "... davacı tarafından davacı kadının maddi tazminat, yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, gerekçenin düzeltilmesine, ilk derece mahkemesi kararının 4 ve 6.bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, 20.000 TL maddi tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, maddi tazminata ilişkin 6.bendin hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmesiyle aynı bentte olan ve dairemizce herhangi bir isabetsizlik bulunmayan manevi tazminatın da kaldırılması şeklinde anlaşıldığını, ancak Dairemizin kararının gerekçesinde manevi tazminat miktarında isabetsizlik olmadığının belirtildiğini ve buna ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, gerekçe ile karar arasında çelişki olduğunu, manevi tazminat yönünden infaza elverişli olmadığından bahisle hüküm kısmının düzeltilmesini talep etmiştir. Somut olayda; Dairemizce verilen kararın gerekçesinde ilk derece mahkemesince verilen manevi tazminata ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesine rağmen ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasında maddi ve manevi tazminata ilişkin tüm bendin kaldırılmasına karar verildiği, ancak manevi tazminata ilişkin ayrı bir bent yazılmadığı, yasal düzenleme gözetildiğinde, yapılan hatanın tashih ve tavzih yolu ile düzeltilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak temyiz yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğundan talebin reddine karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle davacı tarafın talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra temyizden feragat ettiğini, kesinleştirme işlemin yanlış yapıldığını,maddî ve manevî tazminatın ayrı maddelerde düzenlenmesi gerektiğini, tavzih talebinde bulunulduğunu ancak reddedildiğini belirterek ek kararın kaldırılması yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; Bölge Adliye mahkemesince verilen ek kararın usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 304 üncü, 305 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince kadının maddî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talepleri kısmen kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin tedbir ve yoksulluk nafakası hükmünü içeren 4 üncü bendi ile maddi ve manevi tazminat hükmünü içeren 6 ncı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, TMK’nun 174/1-2 maddesi kapsamında 20.000 TL maddi tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 500 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı kadın vekili sunduğu tavzih talepli dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekliyle İlk Derece Mahkemesince verilen manevî tazminatın tahsilini engellediğini, sanki manevî tazminatın da İlk Derece Mahkemesi hükmünden çıkarıldığı ve iptal edildiği şeklinde algılanarak karışıklık ve gerekçe ile karar arasında çelişki oluştuğunu, maddî ve manevî tazminatın ayrı ayrı belirtilerek hüküm kısmının düzeltilmesini talep etmişse de, Bölge Adliye Mahkemesince 11.09.2023 tarihli ek kararla anılan yanlışlığın tashih ve tavzih yolu ile düzeltilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak temyiz kanun yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, ek karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda bahsi geçen yanlışlığın maddi hata niteliğinde olduğunun kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesinde belirtilen usul izlenerek talebin değerlendirilmesi ve bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.09.2023 tarihli ek kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine.

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.