Logo

2. Hukuk Dairesi2023/886 E. 2023/3099 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar yararına tazminat koşulları oluşup oluşmadığı ve kadın yararına hükmedilen toptan nafaka miktarında isabetsizlik olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, taraflarca ileri sürülen temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1713 E., 2022/1769 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/912 E., 2021/297 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı-karşı dvaacı erkeğin özel hayatlarını kendi ailesi ile paylaştığını, onlara danışarak hareket ettiğini, davalı-karşı davacı erkeğin ailesinin müvekkiline karşı davranışlarına hiçbir ses çıkarmadığını, evlilikleri süresince baskıcı ve kısıtlayıcı davrandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacı-karşı davalı kadının, müvekkilinin ailesini benimsemediğini ve istemediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açabilecek bir olayın yaşanmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğinin söylenemeyeceği kanaati oluştuğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, asıl davanın fer'îleri ile birlikte kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı davanın fer'îleri ile birlikte kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı davacı erkeğin evliliğin devamı sırasında ailesinin evliliklerine olan müdahalelerine kayıtsız kaldığı, davacı davalı kadının da evliliğin devamı sırasında eşinin ailesini istemediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, her iki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu Boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu bulunduğundan tarafların yasal şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, evliliğin süresi dikkate alındığında toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına toptan 18.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; karşı davanın reddi gerektiğini, müvekkiline kusur yüklenmesinin doğru olmadığını, asıl davanın tüm fer'îleriyle birlikte kabulü gerektiğini, evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; asıl davanın reddi gerektiğini, müvekkiline kusur yüklenmesinin doğru olmadığını, karşı davanın tüm fer'îleriyle birlikte kabulü gerektiğini, evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının tam kusurlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar yararına tazminat koşulları oluşup oluşmadığı, kadın yararına toptan nafakaya hükmedilmesinde ve nafaka miktarında isabetsizlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi;

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.