Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8879 E. 2024/53 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi üzerine, bozmaya uyularak verilen davanın reddine dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda, davalı kadının boşanmaya sebep olacak herhangi bir kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1225 E., 2023/1324 K.

DAVA TARİHİ : 18.05.2016

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacı erkeğin istinaf itirazlarının reddi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; erkeğin bir buçuk yıl kanser tedavisi gördüğünü, kadının eşinden uzaklaştığını, evi terk ederek ablasıyla yaşadığını ve eve dönmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı kadına 08.08.201 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı kadın dosyaya yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ve 2016/411 Esas, 2017/461 Karar sayılı kararı ile davalının kusurunun ispatlanamadığı, davacının ise sadakat ilkesine aykırı davrandığı ve tamamen kusurlu olduğu ve hiç kimsenin tamamen kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2021 tarih ve 2020/700 Esas, 2021/795 Karar sayılı kararı ile davalı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılıp sonuca göre yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmek üzere; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 2021/820 Esas, 2022/280 Karar sayılı kararı ile; kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek bir rahatsızlığının bulunmadığı, kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin ise sadakat ilkesine aykırı davrandığı ve tam kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli ve 2022/1210 Esas, 2022/1373 Karar sayılı kararıyla; kadının davaya cevap vermemesi sebebiyle erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, kadının evi terk ettiği ve eşinin ısrarlarına rağmen uzun süredir eve dönmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda haklı bir neden olmaksızın ortak yaşamı terk eden kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; erkeğin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.05.2023 tarihli kararı ile; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kadına evi terk ettiği ve davacının ısrarlarına rağmen uzun süredir eve dönmediği, davalının haklı bir neden olmaksızın ortak yaşamı terk ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de davanın terk sebebine değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için davalı kadının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiği, somut yargılamada kadının herhangi bir kusurunun kanıtlanamadığı ve bu nedenle boşanma davasının reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın terk sebebine değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiği ve somut yargılamada davalı kadının kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davacı erkeğin istinaf talebinin reddi ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açıldığını, kadının evi terk ettiğini, tarafların 10 yıldır ayrı yaşadıklarını, kadının hasta eşini terk etmesi sebebiyle kusurlu olduğunu ve kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.