Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8887 E. 2023/6513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların ekonomik durumları değerlendirilerek, hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olduğu kanaatine varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1565 E., 2023/1541 K.

...

...

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların miktarları yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-birleşen davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının başka bir kadınla aynı evde kaldığını sadakatsiz olduğunu, davalı hakkında uyuşturucu ticaretinden yargılama yapıldığını, destek sağlamadığını, davacının kendisine fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince boşanma, velâyet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek süresi içinde asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-birleşen davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kıskanç ve takıntılı olduğunu, ev işlerini yapmadığını, hakaret ettiğini, davacının hakkında açılan davada ceza tehdidi altında ifade verdiğini, davalının iddia ettiği aldatma olayını davacı öğrendikten sonra yine birlikte yaşadıklarını, davalının davacının ailesine saygısız davrandığını ve onları istemediğini, davalının davacıya destek olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, velâyete, 20.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-birleşen dava davacısı erkeğin, kadını aldattığı, fiziksel şiddet uyguladığı, buna karşılık davacı-birleşen davalısı kadının, erkeği kıskandığı için sık sık arayarak işyerinde rahatsız ettiği, yaşanan olaylarda erkeğin davacı-birleşen dava davalısı kadına göre ağır kusurlu olduğu, erkeğin uyuşturucu ticareti yapma suçundan yargılandığı Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2021/39 Esas sayılı dosyasında F. Y. isimli kadınla olan görüşmelerinin kayıt altına alındığı, bu kayıtlarda dosyamızda da tanık olarak dinlenen F. Y.'a davalı-birleşen dava davacısı erkeğin yatak odasını tarif ederek "benim yattığım tarafta, başımı koyduğum tarafta" dediği, yine belirtilen ceza dosyasında F. Y.'nin davalı-birleşen dava davacısı erkekle dost hayatı yaşadığını kabul ettiği ve Mahkeme huzurunda erkekle arasında gönül ilişkisinin olduğunu beyan ettiği, erkeğin de Mahkeme huzurunda F. Y.'la gönül ilişkisi olduğunu beyan ettiği, Mahkememizce tanık sıfatıyla beyanı alınan F. Y.'ın kendisine ait evin anahtarının davalı-birleşen dava davacısı erkekte bulunduğunu beyan ettiği, bu haliyle zinaya dair güçlü emarelerin ve delillerin bulunduğu anlaşılmakla davacı-birleşen dava davalısı kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü gerektiği, her ne kadar davalı-birleşen dava davacısı tarafından, davacı-birleşen dava davalısının kendisine sevgi sözcükleri içeren mesajlar atmak suretiyle yaşananları affetmiş sayılacağı iddiasında bulunmuş ise de; davacı-birleşen dava davalısı kadının zina olgusunu davalı-birleşen dava davacısı erkeğin yargılandığı ceza dosyası ile öğrendiği, erkeğin ceza yargılamasında tutukluluk halinin sona ermesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığı, ortak çocukların annelerinin telefonunu kullanarak zaman zaman babalarına mesaj attığı ve bu sebeple mesajların kim tarafından atıldığının da belirsiz olduğu anlaşılmakla yaşanan olayların affedilmiş sayılmadığı kanaatine varıldığı, davalı-birleşen dava davacısı erkeğin sunduğu ses kaydı hukuka aykırı delil niteliğinde olduğundan hükme esas alınmadığı, gerekçesi ile davacı - birleşen dosya davalısı kadın tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 161 ve 166 ncı maddesine dayalı boşanma davası ile davalı - birleşen dosya davacısı erkek tarafından birleşen dosya ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL tedbir nafakası ile ayrı ayrı aylık 450,00 TL olmak üzere toplam 1.800,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakasına 30.000,00 TL maddî, 32.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2022/2149 Esas, 2022/2198 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davacı birleşen dosya davalı kadının dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı olarak zina sebebi ile boşanma ve fer'îleri yönünden dava açtığı, ayrıca evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yönelik talebinin olmadığı, dilekçe içeriğinden de yalnızca davalı - birleşen dosya davacısı erkeğin kendisini aldattığı ve zina sebebine dayandığı halde İlk Derece Mahkemesince kadının hem 4721 sayılı Kanun'un 161 inci hem de 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan davalarının kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu, erkek tarafından sunulan mesaj kayıtlarından kadının erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ise kadını aldattığı ve fiziksel şiddet uyguladığı, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar kadına, erkeği kıskandığı için sık sık arayarak işyerinde rahatsız ettiği kusur olarak yüklenmiş ise de erkeğin eylemleri neticesinde kadının tepkisel olarak bu şekilde davrandığı, bu kusurun kadına yüklenmesinin isabetsiz olduğu, belirlenen kusurlu vakıalara göre yine erkeğın ağır kusurlu olduğu, kadının zina sebebiyle boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince bu hususta talep edilmemiş sayılmasına karar verilmesi yerinde olmadığı, kadın vekilinin 15.06.2022 tarihli celsedeki talebi birlikte değerlendirildiğinde kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesi gerektiği, sair hususlarda herhangi bir isabetsizlik olmadığı, buna göre kadının kusur tespiti ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusu ile erkeğin kusur tespiti ve asıl davada kabul edilen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasına yönelik istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin hükümlerinin kaldırılmasına, kadın lehine 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı davası bulunmadığından yer olmadığına, kadının zina nedenli davasının kabulü ile fer'îleri ve erkeğin birleşen davasının kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 01.06.2023 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, ... kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararının maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerini onanmasına karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının davasını ispat edemediği kanaatinde olduğumuzdan kusurlu olan kadın aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen tazminat miktarları fahiş olduğu, cezaevine girdikten sonra işleri çok etkilenmiş ve ekonomik durumu çok kötüleştiği Müvekkil ödemeyemediği borçları nedeniyle taşınmazını ve aracını devretmek durumda kaldığını ileri sürerek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...