"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1022 E., 2023/1137 K.
DAVA TARİHİ : 28.09.2016
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının birlik görevini ihmal ettiğini ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebiyle kabul edilmemesi halinde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların Alman mahkemesinde boşandığını, aynı konuda taraflar arasında görülen dava bulunduğunu, bu davanın öncelikle derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, erkeğin borçlandığını ve birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek davanın reddi ile aksi kanaatte olunması durumunda kadın yararına 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, eşi ile ilgilenmediği, başka erkekle güven sarsıcı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar içerisinde olduğu, erkeğin ise korkuya yönelik davranışlar sergilediği, bu nedenle Alman mahkemesinde tedbir kararı verildiği bu durumun tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, tarafların Almanya Burdwedel Asliye Hukuk Mahkemesinin 42 F75/18S sayılı kararı ile 07.09.2019 tarihinde boşandıkları, bu kararın Mersin 7. Aile Mahkemesinin 2019/412 Esas, 2020/61 Karar sayılı kararı ile tanınmasına karar verildiği, bu kararın ise 06.02.2020 tarihinde kesinleştiği, açılan bu davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusurlu olmadığı, davalı kadının ise kusurunu oluşturan eylemlerin, erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 30.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin, kadının maddî desteğini yitirdiği ve beklenen menfaatleri zarar görmediğinden erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince boşanma talebi ile ilgili verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın hatalı olduğu, boşanma talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, dava dilekçesinde dayanılan tüm vakaların ispatlandığı, kadının zina eyleminin sabit olduğu, tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu ve erkeğin maddî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; boşanma talebi hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına dair karar, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın reddine karar verilmesine gerekirken boşanma talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve erkek yararına manevî tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bulunmadığından kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen vakaya, kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kaldı ki söz konusu vakanın ve vakaya dair belirtilen yabancı mahkeme tedbir kararının işbu dava açılmadığından sonra gerçekleştiğini, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışların ise ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, somut olayda; toplanan delillerden boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin, kadının maddî desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığından erkek yararına maddî tazminat şartlarının oluştuğunu ve erkeğin maddî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi, maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının üçüncü bendinde yer alan "...T.M.K.'nun 181/2 maddesi gereğince davacının hafif kusurlu, davalının ağır kusurlu olduğunun tespitine..." kısmının hükümden çıkartılmasına, yerine boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu, davacı erkeğin ise kusurunun bulunmadığının tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminata ilişkin kısmının hükümden çıkartılmasına yerine erkek yararına 45.000,00 TL maddî tazminata şeklinde esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin ise sair yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Dairemiz 23.03.2023 tarihli ilamı ile tarafların Almanya Burgwedel Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli 42 F 75/18S sayılı kararı ile boşandıklarını, bu kararın tanıma ve tenfizine karar verildiğini ve kararın 06.02.2020 tarihinde kesinleştiğini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (5718 sayılı Kanun) uyarınca; yabancı mahkeme kararının tanınması ile yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandıracağını, tanıma halinde, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm ve kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğini, tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacağını, somut olayda; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararında, davalı kadına ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme kararı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı kadına kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin doğru görülmeyeceğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak taraflar arasındaki boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine karar verilip o karar içerisinde kusur belirlemesi yapılmadan kesinleştiğinden ve bu hali ile kusur değerlendirmesi yapılamayacağından, davacı erkek vekilinin boşanma eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamı gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 5718 sayılı Kanun 58 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.