Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8912 E. 2024/6292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, iştirak nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasındaki tam kusuru, çocuk yararına iştirak nafakası ve davacı lehine maddi manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1059 E., 2023/1296 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Silivri Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/457 E., 2021/577 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 12.06.1997 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten 12.04.1999 doğumlu ..., 05.09.2000 doğumlu ... ve 06.12.2011 doğumlu ... adlarında üç evlatları bulunduğunu, davalı eş müvekkiliyle evlendikten bir süre sonra Rusya Federasyonuna taşınma kararını bildirdiğini müvekkilinin eşinin bu kararına uyup onunla birlikte Rusya Federasyonuna gittiğini ve uzun yıllar burada birlikte yaşadıklarını, taşınmadan önceki Türkiye'deki son ikametgahları davacının ikametgahı olduğunu, yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmanın zorlukları ikisini de oldukça yıprattığını ve temelinden maddî sıkıntılar olan sorunlarla uzun yıllar uğraşmak zorunda kaldığını, davalı Türkiye'ye dönme kararı aldığını, 2016 yılında davalı yeniden Türkiye'ye geldiğini, fakat davalın iş kuramama problemi burada sürdüğünü, Türkiye'ye dönüşün üzerinden geçen yıllara rağmen aileye ortak bir akamet sağlayamadığını, bir iş tutamadığını, ailenin geçimi için gereken çabayı göstermediğini çevresinin ve müvekkilini ricalarına rağmen çalışma konusunda tutarlı bir tavır sergileyemediğini, müvekkili ve çocukları 2018 yılında Türkiye'ye döndüklerini ekonomik temelli bu problemlerin varlığına rağmen davalı günlük bir takım sosyal uğraşılarla vaktini geçirmeye başladığını, davalı evliliğin gereği olan çalışıp aile üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi sadakat yükümlülüğünü de yerine getirmemek gibi büyük bir kusurla evlilik birliğinin sona ermesine sebep olduğunu, bu bakımdan davalıdan tazminat talepleri olduğunu, davalı eş boşanmanını kendisine herhangi bir maddîkülfet yüklemesinden kaçındığını, davacının hiçbir talepte bulunmadığı bir boşanma teklifini kabul edebileceğini aksi halde boşanmaya yanaşmayacağını bildirdiğini davalı taraf, müvekkili ve çocuklarına karşı bütün iletişim yollarını kapattığını, ailesini yanına İzmir'e gittiğini, davalı yaklaşık iki yıldır çocuklarıyla bağını kopardığını, eşiyle yüz yüze görüşmekten kaçınır hale geldiğini, evlilik iki kişinin ortak özveri ve emekleriyle yürüyen bir birliktelik davalı bu konuda üzerine düşeni yapmadığı gibi evlilik birliği çekilmez hale geldiğini, tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan reşit olmayan ...'ın velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklardan eğitim hayatı devam eden ... ve ... için ayrı ayrı 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kusurlu eş olan davalıdan evlilik ilişkisinin bitmesine sebep olacak ölçüde kusurlu davranması ve bu kusurları sebebiyle müvekkili ve çocukları üzerinde bıraktığı yıkımı kısmen tazmin etmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminatın 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat, nafaka, velâyet taleplerini kabul etmeyerek sadece boşanma kararının verilmesini, askerlik dönemiyle alakalı fotoğraf albümünü ve çocuklar küçükken Türkiye ve Kafkasya'da çekmiş olduğu video CD- kaset albümlerinin birer kopyasının tarafına iade edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı ve dinlenen tanıkların görgüye dayalı beyanlarından davalının düzenli iş sahibi olmadığı ve evine maddî anlamda bakmadığı, sadakatsiz davranışlar içinde olduğuna ilişkin davacı kadının iddialarının ispat edildiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, tarafların ergin olmayan ortak çocuğu 15.06.2011 doğumlu ... 'ın velayetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ergin olmayan ortak çocuk ... yararına kullanılmak üzere dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'nin karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabül ile; 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu; tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocuğun ihtiyaçları, davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, erkeğin sadakatsiz davranışından ötürü kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve nafaka ve tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun ) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.