"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/356 E., 2023/563 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1108 E., 2020/661 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 02/07/2015 tarihinde evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline bağımsız bir konut temin etmediğini, davalının müvekkilini doğumdan kısa bir süre sonra darp ettiğini, müvekkilinin eşinden sürekli şiddet gördüğünü, müvekkilinin 7 aylık hamile iken uğradığı şiddet nedeniyle bir çocuğunu karnında kaybettiğini, davalının anne ve babasının müvekkiline sürekli baskı uyguladığını, davalının sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, silah çekerek zorla müvekkilinin telefonuna el koyduğunu, müvekkilinin çalışmadığını, davalı tarafın ise aile şirketleri olduğunu ve aylık gelirlerinin fazla olduğunu, davalının müvekkiline takılan ziynetleri harcadığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline bırakılarak çocuk lehine 1.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 1.000 TL müvekkili lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların kaçarak evlendiklerini, davacının müvekkilinin yaşının küçük olduğunu ve ailesiyle yaşadığını bildiğini, gerek müvekkilinin gerekse müvekkilinin ailesinin bu durumu davacıya evliliğin başından beri söylediklerini, davacının ise bu durumu kabul ettiğini, davacının hamileliğinin ceninin anne karnında gelişmemesinden kaynaklı son bulduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman davacıya karşı şiddet ve darp içeren eylemlerde bulunmadığını, davacının silah çekerek telefona el koyma iddialarının asılsız olduğunu, davacının bütün eşyalarına dokunulmadığını, bıraktığı gibi evde durduğunu, davacının müvekkilinin çocuk ile görüşmesini engellediğini, maddi taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; " davalının davacıya şiddet uyguladığı onu dövdüğü, davalının davacının ailesi ile görüşmesini engellediği, ayrı ve müstakil bir konut temin etmediği; davacının ise davalıya sürekli bağırdığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olaylar karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Boşanmaya sebep olan olaylar bakımından davalı, davacıya nazaran daha ağır kusurludur. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesi nedeniyle tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, aylık 250 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde 400 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacının tedbir nafakası talebinin reddine, aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 17.000 TL maddi, 13.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının ailesi ile görüşmesini engellediği, ayrı ve müstakil konut temin etmediği tanık anlatımları ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, kadının istinaf kanun yoluna başvurmadığı da dikkate alındığında kendisine yüklenen kusurun kesinleştiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek ağır, kadın az kusurlu olduğu boşanmakla yoksulluğa düşecek az kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için iştirak nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru, nafaka ve tazminat miktarları tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat ve ortak çocuk yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet hükmünün çocuğun üstün yararı ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ıncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. İlk Derece Mahkemesince, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden, kadının işinin ve düzenli bir gelirinin bulunduğu, düzenli ve sürekli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.