Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8941 E. 2024/6842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kimin kusurlu olduğu ve kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma kararının ve tarafların kusur belirlemesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı karşı davacı kadının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1035 E., 2023/1273 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/138 E., 2022/132 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek dava dilekçesi ile; davalının önceki evliliğinden olan çocuklarının velâyetinin eski kocasında olduğunu, üç çocuğunun bulunduğunu söylediğini, sonra dört çocuğu olduğunun öğrenildiğini, 17 yaşındaki oğlunu ısrarla yanına almak istediğini, bu durumun taraflar arasında huzursuzluklar, büyük tartışmalar yarattığını, erkeğin önceki evliliğinden olan ergin iki çocuğu için sürekli olumsuz yargılar, beddualar ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, tartışmalar çıkardığını, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, küçük düşürücü sözler ettiğini, davalı hakkında polis merkezine şikayette bulunduğunu, maddî anlamda sürekli taleplerinin olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; iddiaları kabul etmediklerini, davacının manevî baskı uyguladığını, küçük düşürdüğünü, hakaret ve tehdit ettiğini, kötü muamelelerde bulunduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, kadının vize işlemleri için Belçika'ya gideceğini söylediğini, üç ay eşinin telefonlarına cevap vermediğini, kadınında Belçika'ya gittiğini, aralarında çıkan sorunlardan sonra davacı ve yakınları tarafından Adana'ya gönderildiğini, haksız yere uzaklaştırma kararı aldırdığını, kadını takılarını alarak sokağa bıraktıklarını, eşine hiç kıyafet almadığını, agresif ve sinirli yapısı olduğunu, sağlık sorunları nedeniyle cinsel birliktelik yaşanamadığını, bu durumdan dolayı manevî baskı kurduğunu, devamlı ilk eşini anlattığını, alışveriş yapmadığını, zorunlu yiyecekleri ise az aldığını, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin vize işlemleri için Belçikaya gitmesi gerektiğini söyleyerek evden ayrıldığı, üç ay boyunca eşini arayıp sormadığı, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği ve para bırakmadığı, izlediği tv programlarından etkilenerek eşine şüpheci yaklaştığı ve vefat eden eşini anlatarak eşini huzursuz ettiği, kadının ise erkeğe "sinkaflı küfür ettiği, ulus meydanına götüreceğim, senin götünü siktireceğim, şerefsiz, ibne" şeklinde ifadeler kullanarak aile ortamında hakaret ettiği ve küçük düşürdüğü, erkeğin çocuklarına karşı kötü temennilerde bulunarak beddua ettiği, kadının ilk evliliğinden olan çocuklarının babasında kalacağını söylediği ancak evlendikten sonra çocuklardan birinin taraflarla beraber yaşamaya başladığı, çocukla ilgilenmesi konusunda baskı uyguladığı için de tartışmalar yaşandığı, kadının erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve karar kesinleşene kadar devam etmek üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasının asıl davacıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, davalı karşı davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen "vize işlemleri için Belçikaya gitmesi gerektiğini söyleyerek evden ayrıldığı, üç ay boyunca kadını arayıp sormadığı, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği ve para bırakmadığı, izlediği TV programlarından etkilenerek kadına şüpheci yaklaştığı, vefat eden eşini anlatarak kadını huzursuz ettiği" şeklinde kusurlarının olduğu, kadının da "erkeğe sinkaflı küfür ettiği, aile ortamında hakaret ettiği, küçük düşürdüğü, erkeğin çocuklarına karşı kötü temennilerde bulunarak beddua ettiği, kadının ilk evliliğinden olan çocuklarının babasında kalacağını söylediği, ancak evlendikten sonra çocuklardan birinin taraflarla beraber yaşamaya başladığı, çocukla ilgilenmesi konusunda baskı uyguladığı" şeklinde kusurlarının olduğu, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında erkek ile kadının eşit kusurlu oldukları, mahkemenin kusur tespitinin doğru olmadığı, boşanma davalarının kabul kararının doğru olduğu, taraflar eşit kusurlu olduklarından, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararı doğru olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiği, kadın lehine yoksuluk nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının kusur tespiti ile yoksulluk nafakasına yönelen istinaf taleplerinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin reddine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, sair yönlere ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.