Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8942 E. 2024/6874 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı ile manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri değerlendirilerek, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/876 E., 2023/1149 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/375 E., 2022/183 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin, müvekkilini sürekli olarak darp ettiğini, psikolojik problemleri olduğunu, koluna jiletler attığını, cinlerin musallat olduğunun söylendiğini, uzun süre işsiz kaldığını, evin maddî geçimiyle ilgilenmediğini, eşini ailesinden maddî destek almak zorunda bıraktığını, sonrasında amcasının yanında işe başladığında kibirlendiğini, eşini aşağıladığını, eve geç geldiğini, ... isimli kadına 05.03.2021 tarihinde çiçek sepetinden kolye gönderdiğine dair e-mailin görüldüğünü, bu durumun ortaya çıkması üzerine eşinin cep telefonunu parçaladığını, eşini darp ettiğini ve tehdit ettiğini, müvekkilinin ablasını tehdit ettiğini, ortak çocuğun sağlık durumuyla ilgilenmediğini, ev kiralarını ödemediğini, iş yerinden eve geldiğinde üstündeki çalışma kıyafetlerini çıkarmayarak makine yağlı ve kirli şekilde evde oturduğunu, evin aboneliklerini iptal ettirdiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, kadının babasının müvekkilini bıçakla tehdit ettiğini, ayrıca müvekkilinin kız kardeşine orospu dediğini, ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, kardeşi ve kendisinin de sürekli müvekkilini tehdit ettiğini, aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini, kocasını ailesine ve arkadaşlarına göndermediğini, temizlik takıntısı olduğunu, eşine başkalarının yanında bile hakaret ettiğini, habersiz 30.000,00 TL kredi çekerek bilgisi dışında kendi ablasına verdiğini, kocasının ailesini eve sokmadığını, onları istemediğini, hiç yemek yapmadığını, eşine iftira atıp ... isimli kadınla ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, iddia edilen siparişi kendisinin yapmadığını, ayrılık döneminde "Bir daha kızımın yüzünü göremeyeceksin" diye tehdit ettiğini, müvekkilinin boşanma istemi karşısında eşini intihar etmekle tehdit ettiğini, erkeğin ailesine temizlik takıntısı nedeniyle ortak çocuğu bile sevdirmediğini, çocuğu babasına karşı kışkırttığını, pis dedirttiğini, üç yaşındaki çocuğunu bile sürekli temizlik yapmaya yönlendirdiğini, eşine başkasının yanında tokat attığını, ailesini aşağıladığını, "Ayın sonunda para getir, istersen hiç gelme " dediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata, 47.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğin arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmesine müsaade etmediği, aşırı şekilde temizlik takıntısının bulunduğu, eşine başkalarının yanında bile hakaret ettiği, erkeğin ailesini istemediği, onlara soğuk davrandığı, temizlik takıntısı nedeniyle erkeğin ailesine çocuğu sevdirmediği, çocuğu babasına karşı kışkırttığı, "Pis" dedirttiği, çocuğunu bile üç yaşında olmasına rağmen temizlik yapmaya yönlendirdiği, erkeğin ailesini aşağıladığı, erkeğin ise eşini birden fazla şekilde darp ettiği, uzun süre işsiz kaldığı, bu dönem içerisinde evin geçimiyle ilgilenmediği, eşini, ailesinden maddî destek almak zorunda bıraktığı, akrabasının yanında işe girdikten sonra ise maaşıyla kibirlendiği, eve geç geldiği, ... isimli kadına 05.03.2021 tarihinde çiçek sepetinden kolye gönderdiği, bu şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu durumun ortaya çıkması neticesinde eşinin cep telefonunu kırdığı, darp edip, tehdit ettiği, mesaj yoluyla eşinin ablasını da tehdit ettiği, ev kirasını ödemediği, iş yerinden eve geldiğinde rahatsızlık vermek için üzerindeki iş elbisesinin kirli olmasına rağmen çıkarmadığı, sağlık sorunları olan kızıyla ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu ve üstün yararı gereğince ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, kadının asgari ücretle çalıştığı, asgari ücretin kendisini yoksulluktan kurtarmadığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarının da bu hususa işaret ettiği, boşanma ile yoksulluğa düşeceği sabit olduğu gerekçesiyle aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal koşulları oluştuğundan 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kişisel ilişki düzenlemesi ile yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, velâyet , kadın yararına hükmolunan manevî tazminat ile reddine karar verilen kendi manevî tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine 50.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuğun ihtiyaçları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, velâyeti anneye bırakılan 17.04.2018 doğum tarihli ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi doğru ise de, ortak çocuğun nooan sendromu hastalığının bulunduğu, yaşı ve özel durumu sebebiyle anne ilgi ve şefkatine yaşıtlarından daha fazla ihtiyaç duyduğu, babanın da bu sebeple sosyal inceleme raporu düzenleyen uzmana ortak çocukla ayda iki kez pazar günleri yatısız kişisel ilişki kurulmasını istediğini belirttiği anlaşılmakla, baba ile ortak çocuk arasında oldukça uzun süreleri kapsar şekilde kişisel ilişki kurulması ortak çocuğun üstün yararına uygun görülmediği gerekçesiyle kişisel ilişkiye yönelik istinafının kabulü ile buna yönelik hükmün kaldırılarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmasına, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, velâyet , kadın yararına hükmolunan manevî tazminat ile reddine karar verilen kendi manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, yoksulluk ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat talebi ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 nci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.