Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8956 E. 2024/6844 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminatların miktarının uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1054 E., 2023/2276 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/190 E., 2022/69 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kıskanç olduğunu daha önce açılan boşanma davalarının reddolduğunu, red kararının 12.01.2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların yeniden bir araya gelmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının başka kadınla birlikte yaşadığını, davacının bazen birlikte yaşadığı kadına gittiğini, bazen de davalının yanına geldiğini, sadakatsiz olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ile 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yılık TEFE/TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2013/633 esas, 2014/654 karar sayılı ilamı ile davacı ...'ın evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı açtığı boşanma davasının reddedildiği, red kararının 12.01.2016 tarihinde kesinleştiği, davacı ...'ın işbu ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının yasal üç yıllık süre tamamlandıktan sonra 27.02.2019 tarihinde açıldığı, taraflar arasında önceden reddedilen davadan sonra tüm tanıkların buna ilişkin anlatımlarına göre davacı erkeğin davalının evine zaman zaman geldiği ancak yeniden ortak hayatı kuramadıkları tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, davacı erkeğin fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası kabul edildiği, kadının daha önce reddedilen boşanma davasında davacı erkeğe başka kadınlarla ilişkisi bulunduğu isnadında bulunarak davanın reddini savunduğu görüldüğü, bu sebeple 2013 yılında açılan boşanma davasından önceki sadakatsizlik iddialarının inceleme konusu edilemeyeceği dinlenen tanıklar sunulan fotoğrafların eski tarihli olabileceğini davacı birleşen dosya davalısı ...'nin fotoğrafta çok genç göründüğünü ifade etmişler, bu bakımdan fotoğrafların önceki boşanma davasından sonrasına ait olduğu sabit görülmediğinden fotoğraflar sadakatsizlik isnadının ispatı olarak görülmediği ancak tanık ... B.'nin anlatımında ortaya konulduğu üzere iki yıl önce ... adlı kadının ... ile ilişkisi olduğunu açıklayan beyanı ile eski olduğu iddia edilen fotoğraflardaki kadının ... olduğunu bildiren tanıkların beyanları birlikte değerlendirildiğinde erkeğin ... adlı kadınla eskiye dayanan ilişkisinin fiili ayrılık döneminde devam ettiği sabit görüldüğü, erkeğin sabit görülen bu eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına -fiili ayrılığı sonlandırmayanın davalı olduğu da sabit görülmemekle- tam kusurlu olarak neden olduğu, tarafların yeniden bir araya gelerek evlilik birliğini yürütebilmelerine imkan kalmadığı sonuçlarına ulaşılarak birleşen dosya davacısı kadının da boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince

tarafların boşanmalarına; birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 25.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; birleşen davanın kabulü, kusur tespiti ile birleşen davadaki taleplerin kabulüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili; asıl davanın kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafakaların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri hükmü dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu, boşanma davası açılmakla, kadının ayrı yaşamaya hak kazandığı, tedbir nafakasına ihtiyacının olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının ağır kusurlu olmadığı, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceği ve kadın yararına yoksulluk nafakasının koşullarının oluştuğu bu sebeple davalı-davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olduğu ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası az olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine; davacı-davalı erkeğin tüm, kadının sair yönlerden istinaf talebinin ise esastan reddine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının kadına verilmesine, takdir olunan yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek TÜİK tarafından açıklanan ÜFE artış oranında arttırılmasına, 300.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar ve yoksulluk nafakasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, manevî tazminatın miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son ve birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.