Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8974 E. 2024/7083 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurun belirlenmesi ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin müstakil konut temin etmemekle, kadının da eşine küçültücü sözler sarf etmekle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, bu nedenle de tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/27 E., 2023/8 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/110 E., 2021/688 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının Almanya'da yaşadığını, evlendikten bir süre sonra Türkiye'ye yerleşeceğini söyleyen eşinin evlilik birliği süresince sadece üç kez Türkiye'ye geldiğini, kısa sürelerle yanında kaldığını, ilk geldiğinden 15 gün ikincisi 2015/2016 yılbaşında gelip 20 gün üçüncü gelişinde ise 45 gün kaldığını, her geldiğinde ne zaman kesin dönüş yapacaksın diye sorduğunda net cevap vermekten kaçınıp daha sonra da Türkiye'ye yerleşmeyeceğini söylediğini, kadından bu konuda haber beklerken kendisi Türkiye'ye yerleşmeyeceğini bir süre sonra da boşanmak istediğini söylediğini, Türkiye'ye yerleşmesi durumunda ev açacağını bildiği halde hem gelmeyeceğini söyleyip hem de ' eşine bakamıyorsun, acizsin' diye hakarette bulunduğunu, evlilik birliği süreci içinde annesi ve amcaoğlunun ortak alacağı bir ev için yardımcı olmasını istediklerinde davalı kadının erkeğe 01.07.2016 tarihinde vermiş oldukları genel vekâletnameye istinaden o zaman evi benim üzerime yap, ben sonra onlara devredim, bakalım beni ne kadar seviyorsun dediğini, bunun üzerine de annesi ve amca oğlunun iznini alarak tapu bilgileri ekte sunulan gayrimenkulü kadının üzerine yaptığını, 23.03.2017 tarihinde gayrimenkul kadının üzerine alındığını ve kadının 08.06.2017 tarihinde kendisini azlettiğini, boşanmak istediğini söylediğini, söz konusu gayrimenkul alınırken gerek annesi gerekse amca oğlunun gayrimenkulün bedeli olarak gönderdikleri paraların bedeli olduğunu, annesinin kendi hesabından on sekiz bin euro kadının hesabına yatırdığını, evliliğin devamında kendisi ve kadının ve toplumun hiç bir menfaati kalmadığını, aralarında evlilik birliğinin fiilen bittiğini ve bunun hukuki olarak da tescil edilmesi zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 250.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl erkeğin kadın ile ortak hayat kurmaya yanaşmadığını, müvekkilin ortak konut temini taleplerine 'annesini bırakmaycağı' gerekçesi ile her seferinde reddettiğini ve bu hususu evlendikten sonra söylediğini, erkeğin evlenme teklifi ettiği süreçte ortak konut temin edeceğinin vaadinde bulunduğu, kadının ise ikamet ettiği Almanya 'dan ayrılmak için çalıştığı işinden ayrıldığını, erkeğin annesi başta olmak üzere ailesinin müvekkil üzerindeki baskısı nikah tarihi itibarıyla başladığını, müvekkilin ise erkeğin ailesine saygıda kusur etmediğini, isteklerini yerine getirdiğini, erkeğe ortak konutun ne zaman temin edileceğini sorduğunu, erkek ise 'annesini yalnız bırakmayacağını, burada yaşayacaklarını' belirttiği, erkeğin kadınla evlendiği günden beri kadına 'kendisine bir çocuk vermesi, çocuk dahi doğurmayacaksa başka ne işe yaradığında ' bahisle doğum yapması için baskı uyguladığını, evleneceği ve Türkiye'ye yerleşeceği hususunda kadının işinden ayrıldığını akabinde oyalanması nedeniyle işsiz ve maddî güçlükler nedeniyle ortada kaldığını ileri sürerek erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin Türkiye 'de müstakil bir ev açmadığı, kadını annesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, kadının müstakil daire açacağı konusundaki vaadine güvenerek Türkiye'ye geldiği, Almanya'daki işini bıraktığı ve kesin dönüş hazırlığı yaptığı, ancak Türkiye'de kendisine müstakil bir konut tahsis edilmediği ve erkeğin annesi ile birlikte yaşamak zorunda bırakıldığı için aralarında geçimsizlik ortaya çıktığı ve kadının Almanya'da dönmek zorunda kaldığı, kadının ise erkeğe küçümseyici sözler saf ettiği, sen erkek misin sen annenin kızı olmuşsun gibi sözlerle küçük düşürdüğü, erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kesin dönüş konusunda kararsız oluşu nedeniyle ayrı ev açmakta harekete geçemediğini, ev alacak maddî gücünün de olmadığını, Almanyaya bir bahane ile giden kadının tekrar dönmediğini, tazminatları ödeyecek geliri olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi ile kadın için hükmedilen tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın istinaf talebinde bulunmadığından kusur tespitine dayanak vakıaların kadın yönünden kesinleştiği, kadının evlilik öncesinde Almanya'da yaşadığı, evlilik sonrasında Türkiye'ye gelmişse de erkeğin eşlerin birlikte yaşamasına olanak veren müstakil bir konut oluşturulmadığının sabit olduğu, erkeğin de cevaba cevap ve dosyaya sunulan 03.09.2021 tarihli beyan dilekçesi ile eşi ile birlikte yaşamaları için ayrı bir konut temin edilmediğini ikrar ettiği, evlilik birliği içinde alınan taşınmazın kadın üzerine tescil edilmesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunun erkek tarafından kanıtlanmadığı, bu durum tek başına kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında bağımsız konut temin etmeyen erkek ile "sen erkek misin sen annenin kızı olmuşsun" şeklinde sözlerle eşini küçümseyen kadının eşit kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ile kadın için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.