"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/442 E., 2023/1315 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2021/81 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 23 yıldır evli olduklarını, ortak iki reşit çocuklarının olduğunu, tarafların görücü usulü evlendiklerini, kadının hem çalışıp hem ev işlerini ve çocukların bakımını yaptığını, erkeğin en ufak şeylerden tartışma çıkarıp kadına hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının rızası dışında cinsel ilişkiye zorladığını, yaklaşık 2 ay önce ortak kızlarına cinsel tacizde bulunduğunu, erkeğin ... adlı arkadaşı ile sık sık balığa gittiğini, gittiğinde müvekkilini de götürmek istediğini, müvekkiline arkadaşıyla birlikte olmasını söylediğini, müvekkilini ölümle tehdit ettiğini, bu olanlara dayanamayan müvekkilinin evi terkettiğini beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; eşini sevdiğini, ayrılmak istemediğin, kadının ailesinin kadına baskı yaptığını, kadından özür dilediğini, kendisini affetmesini istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, herhangi bir delil bildirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına pek çok kez fiziki şiddet uyguladığı, çocuklarının yanında dahi kadına cinsel yönden birlikte olmak istediğini söyleyip pek çok kez bu konuda da zorladığı, psikolojik şiddet uyguladığı, arkadaşına pazarlayacağına dair sözler söylediği, bunun üzerine kadının çocuklarıyla birlikte evden ayrılıp ayrı bir eve geçtiği, kadına karşı hakaret ve tehditten dolayı hakkında ceza davasının devam ettiği, davalı tarafın kusurlu eylemleri nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatın devamı kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsıldığı, kadının gelir getiren bir işinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için erkeğin cezaevinden çıktığı 20.04.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; maddî - manevî tazminat ve nafakanın miktarı, erkeğin tam ve ağır kusurlu olması, sosyal ekonomik durumunun iyi olması, kadının işi ve menkul ve gayrimenkul mal varlığı bulunmayışı, evlilik süresinin uzun olması dikkate alındığında oldukça düşük olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu kararın eksik ve yetersiz olduğunu, erkeğin karar tarihinde bir işinin de bulunmadığı, maddî ve manevî tazminat yönünden fahiş miktarda rakamlar takdir edildiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile kabul edilen dava yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin çeşitli sebeplerle tartışma çıkardığı, kadını tehdit ettiği, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, arkadaşı ile birlikte olması gerektiği yönünde konuştuğu, ortak çocuk ...'e cinsel tacizde bulunduğu, silah bulundurma suçunu işleyip bu suç nedeniyle tutuklanıp ceza aldığı, kadının boşanmaya neden olan kusurlu bir davranışını iddia ve ispat edilmediği, erkeğin tam kusurlu; kadının kusursuz olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna uygun olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, erkek tam kusurlu ise de kadının sigortalı olarak çalıştığı, sabit iş ve gelirinin bulunduğu, bunun yanı sıra adına kayıtlı 6 adet taşınmaz bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu talebin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de, tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, boşanmaya neden olan kusurlu davranışların niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönlerinden, erkeğin istinaf başvurusunun ise kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının bunlara ilişkin kısmının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal faiziyle birlikte kadın için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği maaşı dışında menkul mal varlığı bulunmadığı, çocukları ile birlikte kiralık bir dairede ikamet ettiği, manevî tazminat miktarının da yetersiz olduğunu ileri sürerek reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, ispatlanabilen bir kusur bulunmadığı açık olmakla davanın, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar ile davanın kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, yoksulluk nafakası ile tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.