"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2996 E., 2023/1385 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: Nazilli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/238 E., 2022/700 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 02.02.2020 tarihinde resmi nikah yaptıklarını, 05.09.2020 günü düğün yapmak için anlaştıklarını, düğün salonu kiralandığını, kadının düğüne iki hafta kala düğünde takılacak altınlar sebebiyle kavga çıkarttığını, düğün günü takılacak ziynetlerin tamamının düğün gecesi kendi annesine verileceğini söylediğini, erkeğin kendilerinde kalması gerektiğini söylediğini, kadının ziynetlerinin çalınabileceğini söylediğini, erkeğin ailesine yapılan isnadı kabul etmediğini söylediğini, kadının da görüşmeyi sonlandırdığını, kadının hakaret ettiğini, daha sonra kadını aradığını ancak ulaşamadığını, düğüne çok kısa bir süre kalmasına rağmen kadının hiç bir dönüş yapmadığını, erkeğin düğünü iptal ettirdiğini, kadına sorduğunda görüşmek istemediğini söylediğini, kadının eşyalarını toplayıp gittiğini, düğün yapılamadan ayrıldıklarını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların nikah kıydıklarını, ileri zamanda düğün yapmak için kararlaştırdıklarını, taraflar arasında karşı tarafın ailesinden kaynaklı sorunların yaşanmaya başladığını, ziynetlerin kendi tasarruflarında kalması konusunda davacı tarafa telkinlerde bulunduğunu, erkeğin düğün taksitlerinin ve borçlarının düğünde takılacak olan ziynetlerde karşılanacağı defalarca söylediğini, erkeğin fikrini hiç bir zaman değiştirmediğini, erkeğin kendi başına almış olduğu bir kararla kadının ve ailesinin haberi olmadan düğünü iptal ettiğini, erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 70.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ailesinin taraflara düğünde takılacak takılara müdahale ettiği, kadının ise bu durumu kabul etmediği, erkeğin ailesi ile eşi arasında kaldığı, orta yolu bulmak için eşini ikna etmeye çalıştığı, sonuç alamayınca düğünün iptal edildiği, bunu sosyal medya aracılığıyla karşı tarafa duyurduğu, tarafların evlilik birliklerinin hiç kurulamadığı, kadının "sonra aileme çok iyi diyorsun şeklinde" mesaj atarak eşinin ailesini kötülediği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu duruma tarafların yukarıda açıklanan eşit kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiği gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL'den takdiren 2 yıllık toplam 8.400,00 TL toplu yoksulluk nafakası takdirine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi ve kabul edilen nafaka yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kabul edilen nafaka miktarının düşük olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, nafaka miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yüklenen kusurlara esas vakıalara dayanılmadığı yönünde tarafların istinaf itirazlarının bulunmamasına göre mahkemece erkeğe yüklenen "düğünde takılacak takılara ailesinin müdahalesine izin verme", "düğünü iptal etme", "bu durumu sosyal medya üzerinden bildirme" kusurları ile kadına yüklenen "eşine ailesini kötüleyen mesaj gönderme" kusurlarının sabit olduğu, ancak, kişisel malı niteliğinde olabilecek muhtemel düğün takılarının erkeğin ailesi tarafından alınmasına ve borçlarının ödenmek istenmesine karşı çıkan kadına bu sebeple kusur yüklenmesi mümkün olmadığı gibi düğünün iptal edilmesinden kadının sorumlu tutulması ve kendisine kusur yüklenmesinin de olanaklı olmadığı, diğer taraftan erkeğin tanıklarının beyanları ile sabit olduğu üzere tarafların en çok iletişim kurulmasına ihtiyaç duydukları bir dönemde eşinin telefonla aramalarına cevap vermeyen kadına; keza düğünün iptali sonrası erkeğin ağabeyi tarafından ailesinin sosyal medya grubundan kadının çıkarılmasına neden olması sebebiyle de erkeğe ayrıca kusur yüklenmemiş olmasının isabetsiz olduğu, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda "ziynetler konusunda ailesinin müdahalesine izin veren", "düğünü iptal eden ve eşine bu durumu sosyal medya üzerinden bildiren", "eşinin ailesinin sosyal medya grubundan çıkarılmasına neden olan" erkeğin, "eşine ailesini kötüleyen mesaj gönderen", "düğün öncesi eşinin telefonla aramalarına cevap vermeyen" kadına oranla kusurun daha ağır olmasına rağmen mahkemece tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin değerlendirmenin dosya kapsamına aykırı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadının kusura esas vakıalar ve kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat hükümlerine yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkin hükmün kaldırılmasına, kaldırılan hükümler hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, "Davalı- karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, TMK'nun 174/1-2 maddesi uyarınca takdiren 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; karar tarihi itibariyle kadının asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kabil edilen tazminatlar ve miktarı, kabul edilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, hükmedilen tazminat miktarları ile nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrasına göre boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşulu ile diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere davalı- karşı davacı kadının dava açıldıktan sonra düzenli ve sürekli gelir getiren sigortalı bir işte çalışmaya başladığı, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden davacı-karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin diğer, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Serdar'a iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Şaziye'ye yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.