"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/263 E., 2023/1738 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/248 E., 2020/440 K.
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tedbir nafakası ve boşanma davası konusuz kaldığından ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına, kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kanser hastalığının dördüncü evresinde olduğunu, uzun zamandır bu hastalıkla mücadele eden erkeğin tüm bakımlarını on beş gün öncesine kadar müvekkili ve müvekkilinin ilk evliliğinden olan kızı birlikte sağladıklarını, ancak erkeğin hastalığının son evrelerine geldiğinden üç aylığına Tekirdağ Çerkezköy'e ilk evliliğinden olan oğlu ...'in yanına gittiğini, oğlunun yanına gider gitmez ortak hanenin ev sahibini arayarak kendisinin artık kirayı ödemeyeceğini söylediğini, davalı-davacı tarafın gittiği günden bu yana da eşine hiç bir harçlık vermediğini ya da göndermediğini, müvekkilini "Üç aylığına gidiyorum, tedavi olup geleceğim" şeklinde söyleyerek oğlunun yanına yerleşen erkeğin, müvekkilini mağdur durumda bıraktığını, müvekkilinin herhangi bir geçim kaynağı olmadığını, yaşı sebebiyle de çalışabilecek durumda olmadığını beyanla aylık 1.000,00 TL önlem nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekilinin cevap ve birleştirilen dava dilekçesinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkilinin Temmuz 2018 de hastalandığını, kadının ilk evliliğinden olan kızı ...'in müvekkilinin ilk evliliğinden olan oğlunu arayarak Balıkesir'e çağırdığını, müvekkilinin tedavisinin Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesinde devam ettiğini, kemoterapi gördüğünü, davacı-davalı eşinin ve kızı ...'in oğluna, "Babana biz artık bakamıyoruz, bakıcı tutalım, bankada parası var, arabasını satalım gerekirse, altını tutamıyor, düşüyor kaldıramıyoruz, erkek kuvveti lazım, bilinci gidiyor, saldırgan, evde bakımı olmuyor" şeklinde söylediklerini, sürekli böyle talepleri olduğunu, bakamadıklarını söyleyerek kendisinden kurtulmak istediğini, oğlunun, babasının Tekirdağ'da tedavi olmasını istediğini, gerekirse her ikisinin de gelmesini istediğini, ikisine bakacağını söylediğini, sonunda kabul ettiklerini, ancak kadının müvekkili ile gelmediğini, arkadan geleceğini söylediğini, müvekkilinin oğlu ile 05 Mart 2019 günü Çerkezköy'e geldiklerini, iki gün sonra kadını arayarak "İşlemler tamamlandı, artık sen gel yanıma burada tedavilerimize bakalım" şeklinde söylediğinde, kadının telefonda "Ben oraya gelmem, gelmeyeceğim" şeklinde söylediğini, daha sonra telefonlarına cevap vermediklerini, kadının müvekkiline bakamadığını, başlarından atmaya çalıştıklarını tedavilerini kasıtlı olarak engellediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin 06.01.2020 tarihinde öldüğü, boşanma davasının konusuz kaldığı, erkek mirasçısı ... tarafından davaya devam edildiği, erkeğin kanser hastalığına yakalandığı, ilk evliliğinden olan oğlunun tedavi için yaşadığı yer olan Tekirdağ'a götürdüğü, erkeğin kanser hastalığının son evresinde olmasına rağmen çağırmasına rağmen kadının, erkeğin yanına gitmediği, eşinin manevî desteğine ihtiyacı olduğu bir dönemde kadının eşini hastalığında yalnız bıraktığı, ilgilenmediği, bu durum göre kadının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre kadının kusurlu olduğunun tespitine, tedbir nafakası davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada bulunan nüfus kaydına göre erkeğin 06.01.2020 tarihinde vefat ettiği, mirasçısı ...'in davaya dahil edildiği, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında evlilik erkeğin ölümü ile sona ermiş ise de, mirasçısının davaya kusur belirlemesi yönünden devam etmesi nedeniyle sağ kalan kadın eşin, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.