Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9042 E. 2024/5664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğunun denetimi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların kusur durumları, sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçları gözetilerek hükmedilen iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarında bir isabetsizlik görülmediğinden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1256 E., 2023/1269 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/147 E., 2022/275 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, eski eşi ile sürekli olarak mesajlaştığını, fotoğraflarını ve mesajlarını harici diskte sakladığını ve güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, müvekkilinin nedenini sorduğunda "Onlara bakarak mastürbasyon yapıyorum" şeklinde söyleyediğini, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, onur kırıcı ve rencide edici davranışta bulunduğunu, borçlarını ödemeyerek müvekkiline bıraktığını, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sebepsiz yere agresif davranışlarda bulunarak eşyalara zarar verdiğini, tehdit etiğini, müvekkiline "Boş ol, boşol, boşol" şeklinde söyleyerek dinen boşadığını, evin kapı kilidini değiştirerek eve almadığını, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 1.500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının ayrılık sonrası evliliğe bir şans vermek amacıyla ortak konuta geldiğini ve iddia edilen tüm kusurlu davranışların af kapsamında kaldığını, kadının evliliği süresince evin ortak giderlerine katkı vermediğini,

kadının, müvekkilinin annesini ve ilk evliliğinden olan oğlunu ortak konutlarında istemediğini, bu yüzden huzursuzluk çıkardığını, kadının annesinin ise ortak evlerinde dönem dönem kaldığını ve bu dönemlerde psikolojik baskı uyguladığını, kadının ve annesinin müvekkiline hakaret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun müvekkiline tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşine karşı "Boş ol" şeklinde söylediği, ayrılık döneminde eşini eve almadığı ve evin kilidini değiştirmek suretiyle birlikte yaşama iradesine aykırı davrandığı, öfke kontrolünün olmaması sebebiyle evlilik birliğine zarar verdiği, eski eşinin fotoğraflarını bilgisayardan silmediği ve bu suretle güven sarsıcı eylemde bulunduğu, borçlarının ödenmesini eşine bırakmak suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı, eski eşinin bilgisayarda olması konusunda davacı eşine karşı "Ona bakarak masturbasyon yapıyorum" şeklinde söyleyerek hakaret ettiği, kadının ise eşine karşı "Sen erkek misin" şeklinde söyleyerek hakaret ettiği, eşinin annesi ve ilk evliliğinden olan çocuğuna iyi davranmadığı ve onları istemediğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin ortak konutun tahsisi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin ağır, kadın eşin az kusurlu olduğu, bu sebeple her iki davanın kabulünün yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine, şartları oluşan maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının, ortak çocuğun eğitimi, yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında çocuk lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 nci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.