Logo

2. Hukuk Dairesi2023/904 E. 2023/3936 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usul ve yasaya uygunluk gözetilerek, davalı vekilinin istinaf ve temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/701 E., 2022/2178 K.

KARAR : İstinaf başvvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/963 E., 2021/466 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin ev ve çocuklar ile ilgilenmediği gibi epilepsi hastası olan müvekkili ve hastalığı ile de ilgilenmediğini, ilaçları bittiğinde ilacını dahi almayarak müvekkilini zor durumda bıraktığını, ortak çocukların yanında dahi müvekkiline karşı kötü davrandığını, küçümseyip aşağıladığını, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, ailesinin evliliklerine müdahale ettiğini, müvekkilinin ailesinin ise ortak eve gelmesini dahi istemediğini ve geldiklerinde soğuk davrandığını, "annen baban bu eve gelmeyecek, sen evi terk et" şeklinde sözlerle müvekkilini evden kovduğunu, davalı erkeğin beyan ve iddilarının ise gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı kadının hastalığı ile ilgilenmediği, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı kadının ailesinin sürekli aile işlerine müdahil olduğunu, özellikle annesinin yönlendirdiğini, davacı kadının kardeşinin düğününden iki gün sonra 17.07.2018 tarihinde ortak çocukları da yanına alıp ailesinin yanına giderek evi terk ettiğini, bir iki hafta sonra çocuklara bakamayacağını söyleyerek çocukları müvekkilinin yanına gönderdiğini, evlilik birliğinin davacı kadının kusurlu hareketleri ile temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, davacı kadının nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmesini talep etmiş, davacı erkek 25.03.2021 tarihli duruşmadaki beyanında ise boşanmak istemediğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği, ortak çocuklara eşini kötülediği, eşinin ailesine saygısız davrandığı ve ortak eve gelmelerini istemediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının bir kusurun ise ispatlanamadığı, bu duruma göre tarafların evlilik birliğinin davalı erkeğin tam kusuruyla temelinden sarsıldığı, tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayet haklarının davalı babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı kadının özellikle annesinin evlilik birliğine müdahil olduğunu ve yönlendirmesi sonucu evi terk ettiğini, davanın ispatlanamadığını, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatı kabul etmediklerini, müvekkilinin ödeyecek gücünün de bulunmadığını, kararın usul ve kanuna ayrıkı olduğunu beyanla; davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre davacı kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden re'sen alınması gerektiğinden, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan davacı kadın yararına, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarı ve ödeme biçiminde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, maddî tazminat takdir edilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, mevcut ya da beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarı ve ödeme biçiminde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı kadının özellikle annesinin evlilik birliğine müdahil olduğunu ve yönlendirmesi sonucu evi terk ettiğini, davanın ispatlanamadığını, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatı kabul etmediklerini, müvekkilinin ödeyecek gücünün de bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.