"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1690 E., 2023/2370 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/115 E., 2023/116 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçelerinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak iki çocuklarının olduğunu, taraflar arasında evliliklerin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların günden güne artarak günümüze kadar devam ettiğini, davalının müvekkilini sürekli aşağıladığını, küçük gördüğünü, dalga geçer hal ve tavırları ile sürekli küslükleri olduğunu, erkek ile müvekkilinin yaklaşık üç yıldır karı koca hayatı yaşamadığını, taraflar arasındaki tartışmaların ortak çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, evliliğini kurtarmak için elinden geleni yaptığını, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar ve müvekkili için aylık 1.000,00'er TL nafakaya hükmedilmesini, müvekkil lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Samsun ilinin kadının yerleşim yeri olmadığını, bu nedenle Bursa Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kadın tarafından açılmış bulunan işbu davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, tarafların 2022 yılında evlendiğini ve bu evlilikten ortak iki çocuklarının olduğunu, müvekkilinin 2018 yılında emekli olduğunu ve sonrasında ortak karar ile Bursa'ya yerleştiklerini, ortak çocukların ikisinin de halen müvekkil yanında kaldığını, ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, bu sebeple talep edilen velâyeti kabul etmediklerini, kadının çocuklarla beraber kafa dağıtmaya diye Samsun'a gidiyoruz diyerek evden ayrıldığını, kadının öfke nöbetleri yaşayan, her şeye çabuk sinirlenip bağırıp çağıran bir yapısının olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, kadının tüm bu tavır ve davranışları ile onur zedeleyici hareketlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, müvekkilinin geleceğine yönelik tüm beklentilerini de boşa çıkararak hayal kırıklığına neden olduğunu, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulü ile boşanmaya karar verilmesini, müvekkil lehine 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 21.06.2002 tarihinde resmen evlendikleri, bu evliliklerinden ortak biri ergin iki çocuklarının bulunduğu, tarafların karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davayı açtıkları, her iki tarafında boşanma taleplerinin olduğu, tanıklarının dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarından erkeğin kadına karşı ilgisiz, soğuk davrandığı, ilgilenmediği, erkeğin kadınla konuşmadığı, tanık ...'nin "...Babam maddi olarak ilgilenmiyordu. Biz dışarı çıktığımızda kendi paramızla bir şey aldığımızda eve giderken bunları saklıyorduk. Babam genelde bizim parayı harcamamızı istemiyordu..." şekildeki beyanları ve diğer tanık beyanlarından erkeğin cimrilik boyutunda ailesine ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kadına karşı "zaten çirkinsin niye fotoğraf çektiriyorsun" ve '"en okuyup da ne olacaksın, neyi beceriyorsun" şeklinde sözler söylediği, aşağılayıcı sözler söylediği, erkeğin kadına karşı "sen bir işte çalışamazsın, boşanamazsın" dediği, tanık beyanlarının bir kısmının ise soyut ve duyuma dayalı beyanlar olduğu, soyut ve duyuma dayalı beyanlara itibar edilemeyeceği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kadının kusurunu ispatlayamadığı gerekçesi ile erkek tarafından açılan karşı boşanma davasının reddine, kadının asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ortak çocuğu 21.10.2004 doğumlu, ... yargılama devam ederken ergin olduğundan bu çocuk yönünden velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî talebinin kabulüne ile 75.000,00 TL maddî 75.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadın için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 09.02.2023 tarihi itibariyle aylık 500,00 TL arttırılarak aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, aylık 1.000,00 TL nafakanın boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, aylık 1.000,00 TL nafakanın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların ortak çocuğu Hazal için hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 09.02.2023 tarihi itibariyle aylık 500,00 TL arttırılarak aylık 900,00 TL'ye yükseltilmesine, aylık 900,00 TL nafakanın boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, aylık 900,00 TL nafakanın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla davalı erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların ortak çocuğu 21.10.2004 doğumlu, ... yargılama devam ederken ergin olduğundan bu çocuk yönünden iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ortak çocuğu ... yargılama devam ederken reşit olduğundan ... için takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının çocuğun ergin olduğu 21.10.2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilince başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin boşanma ve fer'îlerine ilişkin davasının reddinin ve kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.