Logo

2. Hukuk Dairesi2023/918 E. 2023/3810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde ve tazminat ile nafaka taleplerinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1863 E., 2022/1719 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/171 E., 2019/386 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraf vekilleri tarafından açılan her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraf vekilleri tarafından açılan her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, davacının akrabalarının özellikle ablasının eve gelmesini istemediğini, yasakladığını, sudan sebeplerle davacı ve çocuklara eziyet ettiğini, agresif olup çabuk sinirlenip parladığını, sürekli evde bağırıp çağırdığını ,bu süreçte davacıya ait yüklüce parayı kullandığını, hakaret ettiğini, davalının davacıyı istemediğini ve bunu onur kırıcı bir şekilde ifade ettiğini, hakaret ettiğini, ev işi yemek yapmadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, sadakatsiz davrandığını müvekkili ile davalının evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin davacıya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir ve devamında iştirak ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline yönelik şiddet içeren davranışları olduğunu, davalı-davacıyı sı sık rencide ettiğini, kadına ezmek adına sürekli küçümser ve aşağılar tavırlar sergilediğini, yaptığı her işi,yemeği eleştirdiğini, manuple etmeye çalıştığını, davalı-davacının mal varlığını sorun ettiğini,sürekli şirket hissesi ve kadının akrabaları yüzünden kavga çıkardığını, davalı-davacının ailesini aşağıladığını, Amerika'da davalı-davacının mal varlığını kendi mal varlığı gibi anlattığını, çalışmadığı gibi günün büyük bölümünü evde internette poker oynayarak, facebook üzerinden sohbet ederek geçirdiğini, aile bütçesini sarsmayı göze alarak her yıl araba değiştirdiğini, eve gelmediğini ya da geç geldiğini, davalı-davacı ile hiç konuşmadığını, evi otel olarak kullandığını, çocukların gözü önünde davalı-davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, ortak banka hesabını boşalttığını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davalı-davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ... için aylık 7.500,00 TL tedbir nafakası ile devamında iştirak nafakası, 100.000,00 TL manevi, 150.000,00 TL maddi tazminatın davacı-davalıdan alınarak davalı-davacı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2016 tarih ve 2012/201 Esas, 2016/773 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin boşanmaya yönelik davalarının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, dilekçeler aşamasının tamamlanmadığını, müvekkilin açtığı boşanma davasının tüm yönleriyle kabulüne, velayetin müvekkile verilmesine ve ortak çocuk için takdir edilen nafaka dışındaki hükümlerin kaldırılarak istekleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının açtığı davanın reddi gerektiğini, gerekçenin eksik olduğunu, tarafların kusur oranlarının tayin ve tespitinde İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, birleşen davalarının kabulü ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Bölge Adiye Mahkemesinin 19.04.2017 tarih ve 2017/521 Esas, 2017/692 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararının emredici nitelikteki usul kuralları, istinaf aşamasında resen de dikkate alınması gerektiğinden, Mahkemece davacı-davalı erkeğe birleşen davaya cevap verebilmesi için süre verilmesi, birleşen davada dilekçeler aşaması sona erdikten sonra birleşen dava yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 139 uncu maddesi gereğince meşruhatını içerir şekilde tarafların davet edilerek, usulünce ön inceleme duruşması yapılması, tahkikat için ayrı bir duruşma günü tayin edilerek, tarafların usulüne uygun gösterdikleri deliller toplanıp sonucu uyarınca kusur belirlemesi yapılıp, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, bu yönden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin asıl davada ve birleşen davada verdiği kararın bütünüyle kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre taraf vekillerinin sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı - birleşen davalı ...'in eşi ile alay edip küçük görmesi, müşterek konutu terk edip birlikte yaşamaktan kaçınmayı alışkanlık haline getirmesi, tartışmalar sırasında eşine şiddet uygulaması, davalı - birleşen davacı ...'nın ... isimli biri ile ilişki kurarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması, eşinin akrabalarını müşterek konutta istememesi, tartışmalar sırasında eşine şiddet uygulaması şeklindeki kusurlu davranışları ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların maddi ve manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine, davacı - davalı erkek lehine tedbir - yoksulluk nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde;kusur tespitinin hatalı yapıldığını ,davacı-davalıya isnat edilen vakıaların ispatlanamadığını aksine davalı-davacının davacı-davalıyı aşağıladığının ispatlandığını, davalı-davacının davacı-davalıyı aldatmasına rağmen ağır kusurlu bulunmamasının, davacı-davalı lehine maddi ve manevi tazminat hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ,davalı-davacının ekonomik durumu davacı-davalıdan daha iyi olmasına rağmen davacı-davalı lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, erkek tarafından şiddete ve hakarete uğradığını, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davalı-davacının evlilik süresince davacı-davalıyı aldatmadığını, boşanma davası süresince tarafların birbirine karşı sadakat yükümlülüğünün bulunmadığını kusur tespitinin doğru yapılmadığını, davacı-davalının iddialarını ispatlayamadığını, davacı-davalı tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı yapıldığını, davacı-davalıya isnat edilen vakıaların ispatlanamadığını aksine davalı-davacının davacı-davalıyı aşağıladığının ispatlandığını, davalı-davacının davacı-davalıyı aldatmasına rağmen ağır kusurlu bulunmamasının, davacı-davalı lehine maddi ve manevi tazminat hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, davalı-davacının ekonomik durumu davacı-davalıdan daha iyi olmasına rağmen davacı-davalı lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur, belirelemesi tazminatların ve nafakaların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin, erkek tarafından şiddete ve hakarete uğradığını, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davalı-davacının evlilik süresince davacı-davalıyı aldatmadığını, boşanma davası süresince tarafların birbirine karşı sadakat yükümlülüğünün bulunmadığını kusur tespitinin doğru yapılmadığını, davacı-davalının iddialarını ispatlayamadığını, davacı-davalı tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar, nafakalar, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.