Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9193 E. 2024/5586 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/916 E., 2023/1111 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Torul Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/36 E., 2023/61 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı-karşı davacının 2021 yılında evlendiklerini, amca çocukları olan tarafların birbirlerini severek ve ailelerine bu durumu kabul ettirerek evlilik birliğini kurduklarını, erkeğin tarafın bir haftalık evli iken müvekkiline hakaret etmeye, kadınlık gururunu incitmeye başladığını, işbu davayı açıncaya kadar psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin evlendiği ilk günden itibaren evine kendisine ve eşine gerekli özeni gösterdiğini, ancak beklediği sevgi ve saygıyı göremediğini, tarafların yeni evli çift gibi bir yaşantılarının olmadığını, evin gıda ihtiyacını ilk günden itibaren tümüyle kadının ailesinin karşıladığını, erkeğin eve para bırakmaması nedeniyle müvekkilinin günlerce ekmeksiz kaldığını, erkeğin, müvekkilinden zorla 11 adet çeyrek, 1 adet 22 ayar bilezik alan erkek altınları bozdurup harcadığını, müvekkiline hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, müvekkilini sürekli yerdiğini belirterek, tarafların boşanmalarına, adli yardım kararı verilmesine, müvekkili lehine her ay 2.000,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesiyle birlikte her ay 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten tahsiline, ziynet eşyaları sebebi ile belirsiz alacak davasının kabulü ile 100,00 TL alınacak bilirkişi raporu ile tespit edilecek tutara göre dava değerini artırmak üzere dava tarihinden itibaren erkekten alınarak yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine, kadına ödenmek üzere 150.000,00 TL manevî, 150.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile özetle; tarafların 2021 yılında evlendiklerini, evliliklerinden çocuklarının bulunmadığını, müvekkilinin, kadın ile tüm zorluklara katlandığını, davacı tarafın, evliliklerinin ilk gecesinde hasta olduğundan bahisle müvekkili ile beraber olmadığını, müvekkilinin takıları çıkarırken kadına yardım etme teklifi üzerine kadının altınların kendisine ait olduğunu ve onları ona vermeyeceğini söyleyerek müvekkilinin güveni ve samimiyetinin zedelenmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kadına hakaret etmediğini, psikolojik baskı oluşturacak herhangi bir eyleminin olmadığını, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olduğunu, kadının cinsel hayatları ile ilgili çevreye anlatımlarda bulunduğunu ve bu durumun müvekkilinin onurunu kırdığını, beyanlarını destekler nitelikte Yargıtay kararının bulunduğunu, kadının davayı dramatize edebilmek için gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin borçlu olduklarını, harcamalarına dikkat etmesi gerektiğini kadına bildirmesine karşı davacı tarafın umursamazca hareket ettiğini, ziynetlerin davalı tarafın alındığı iddia edilmiş ise de, müvekkilinin düğün masraflarını karşılayabilmek için bankadan kredi kullandığını, kredi ödemeleri nedeniyle kömür almakta zorluk yaşayan müvekkiline kadının kendi isteği ile bir adet bileziğini verdiğini, evin zaruri harcamasına kendi rızası ile katılan kadının sonradan verdiğini geri isteyebilmesinin emsal yargı kararlarına göre hukuka uygun olmadığını, aile birlikteliklerinin bozulmasına neden olan kusurlu eşin nafaka ve tazminat talep etme hakkının bulunmadığını belirterek, kadının soyut ve tutarsız taleplerinin reddi ile karşı yönde açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 7-8 ay fiilen birlikte yaşadıkları, evliliğin ilk başlarında tartışma olduğu, erkeğin kadının fiziksel özelliklerini beğenmediği, yaptığı yemekleri beğenmediği, kadını istemediği, ortak yaşamın kurulamadığı, taraflar arasında tartışmanın devam ettiği, ailelerin müdahil olması ile birlikte erkeğin kadından özür dilediği, kadının, erkek özür diledikten sonra erkeğin ailesinin evine gittiği, gittiği ilk akşam erkeğin eve gelmediği, erkeğin kadını istemediğini beyan ettiği, davacı kadını eş olarak kabul etmediği, rencide edici söylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin devamının taraflar için çekilmez bir hâl aldığı ve tüm bu olaylarda davacı-karşı davalı kadına atfı kabil bir kusur olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı-karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, nafakanın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1.750,00 TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı tarafın kendisini haklı gösterme adına tüm olumsuz davranışları müvekkiline yansıtmaya çalışmış ise de, bu hususun tarafların ev sahibinin anlatımı ile çürütüldüğünü, evlilik birlikteliğinin temelden sarsılmasının tek nedeninin kadının evlilik içerisinde güvensiz davranışları olduğunun karşı dava dilekçesinde belirtildiğini, lakin Mahkemece bu hususta araştırma ve değerlendirme yapılmadığını, boşanmaya sebep olan etken davranışlarda bulunan tarafın kadın olduğunu, bu nedenle karşı davanın kabulü yerine reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin müvekkilinin lehine olacak şekilde kabulüne, kadının lehine hükmedilen tazminat kararının kaldırılarak asıl davanın ve tazminat taleplerinin kabulüne, karşı davanın kabulüne, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaat hasıl olması durumunda süre ile sınırlandırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf yolu başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karar usul ve kanuna uygun olduğundan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının boşanma davasının reddi ile karşı davanın kabulüne, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karar verilmesi istemiyle her iki dava yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve fer'î taleplerinin kabulü ile erkeğin davasının ve fer'î taleplerinin reddinin, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat takdirinin isabetli olup olmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.