"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davsının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevap dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin müdahalesi, yönlendirmesi olduğunu, erkeğin kadını ailesinden uzakladıklarını, tadilatını yaptıkları evin, erkeğin öğrenim kredi borcu, askerlik borcu, tüp bebek için derken borçlar karşı karşıya kaldığını, ekonomik şiddet oluştuğunu, borçlar nedeniyle yoğun çalışma içine girdiklerini, hamileliğin son gününe kadar çalıştığını, bu üreçte beni ev işleri nedeniyle becerisizlikle suçladı, annesinin olumsuz telkinleri, ilk bebeğin ölümü nedeniyle hastanede kadının annesi ile tartışma yaşadığını, kadının annesine hakaret ve tehdilerde bulunuduğunu, üzerine yürüdüğünü, kovduğunu, çocuğun acısını yaşatmadığını, hakaretler ettiğini, keşke sen ölseydin dediğini, ailesinin nişanında zor durumda bıraktığını, ikinci gebeliğinde kontrollere yalnız gittiğini, erkeğin ilgisiz kaldığını, kadının 2016 da ...a atandığını, doktora bebeği erken alın diye baskı yaptığını, doğumda kadının annesinin hastaneye gelmesini istemediğini, evde bakabileceğini fakat kendisinin kendi annesinde kalacağını belirttiğini, annemi bu süreçte aşağılandığını, zor durumda kaldığını, evine dönmek isteyince kadının annesi, kadının annesi ile ...'ya bıraktığı,...için ...'ya çağırdıklarını, sonra muska olayı ile planlı olarak uzaklaştırdıklarını, boşanmak istediğini söylediğini, ancak 1 ay sonra hiçbir şey yokmuş gibi arayarak kadının hesabında bulunan parayı dershaneye ortak olacağı gerekçesiyle istediğini, hani boşanmak istiyordun diye soran kadını tehdit ederek telefonu kapattığını, 24.04.2017 tarihinde beri ayrı yaşadıklarını belirtilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve karar tarihinden itibaren yasal faiziyle 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının haksız ve yasal dayanağı olmadan açıldığını, davacının evde düzenli yemek yapmadığından müvekkilinin annesinde yemek yendiği, tarafların tüp bebek denemesinin müvekkilinden kaynaklanmayıp, ortak çocuğun doğal yolla dünyaya geldiği, davacının o dönem 36 yaşında olup yaşının geçmekte oluşu ve riskli gebelik olabileceğinden denendiği kadının annesinin, kızına birşey olursa öldüreceğini söyleyerek tehdit ettiği, kadının aile bağları zayıf olup tarafların arasını açmaya, eşler arasındaki güven ilişkisini zedelemeye çalıştıkları,kadının annesi çocuğun doğumunda gelince yine hakaret ve tehditlere başladığı, kadının annesinin, bebek ve davacı kızı ile müşterek konutta kalacaklarını, müvekkilinin annesinde kalmasını istediği, bu durumun 30 gün sürdüğü, müvekkilinin kaynanası yatalak annesine baktığından 30 günün sonunda memleketine döndüğü, müvekkilinin eşinin ve çocuğunun da ...'ya kaynanasıyla gitmesini istemediği ancak davacı ısrar edince onları götürdüğü, kadının iki ay sonra referandumda oy kullanmak için ...'ya geldiği, geldiğinde bebek için...okutulduğu, 24 Nisan'da ...'ya dönmek istediğinden biletinin alındığı, 23 Nisan gecesi müvekkilinin evdeki muskaları sorduğu, davacının da bunları annesiyle yaptırdığını kabul ettiği, müvekkilinin tahammül edemediği, boşanmak istediğini söylediği, kadının da bebekle memleketine gittiği, bir ay sonra müvekkilinin dershaneye ortak olma durumunu, sevincini eşiyle paylaşmak, iyi niyetli olarak bebeği ve eşi için evlilik birliğinin devamını sağlamak için ailesi tarafından yatırılan 30.000,00 TL parayı geri istediği belirtilerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile evlilik birliği temelinden sarsıldığından tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 150.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ...'da erkeğin babasına ait onların evine bitişik binada oturdukları, yaşanan sorunlar sonucu ortak çocuk 2 aylıkken ayrı yaşamaya başladıkları, toplanan deliller kadının evlilik birliği içerisinde psikolojik, ekonomik baskı altında olduğu, ailesinin, annesinin istenmediği, erkeğin ailesine bitişik evlerde olup, müşterek konutun anahtarının erkeğin annesinde olduğu, evin mahremiyetinin olmadığı, aileye müdahil oldukları, kadının sağ olan ortak çocuğun doğumundan önce ölü doğum yaptığında yaşanmış olumsuz olaylardan sonra evlilik devam ettiğinden affedilmiş sayılacağı ancak sonrasında benzer durumların devam ettiği, kadının ailesinin istenmediği, erkeğin ilgisiz davrandığı, eşin hamileliği döneminde ve doğumda ve sonrasında eşiyle işlerinin yoğunluğunu bahane ederek yeterince ilgilenmediği, evde muska bulduğunu söyleyerek tartışma çıkarıp eşinin gitmesini istediği erkeğin tutumunun kusurlu olduğu, sonrasında erkeğin dershaneye ortak olacağını kadına telefon ederek bildirmek suretiyle fiili birlikteliği tesis etmeye çalıştığı, tanık olan kayınpederin de oğlunun evliliği devam ettirmek istediğini beyan ettiği her ne kadar dava açmışsa da iddia edip dayandığı vakıaları affetmiş sayılacağından, ortak çocuğun velâyeti, yaşı, anne bakımına ihtiyacı, uzman görüşü nedeniyle anneye verildiği, kadının nafaka talebi kadının düzenli işi ve geliri olmakla kabul edilmediğini, erkeğin kadına psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, ailesiyle ilgilenmediği, kadının ailesini istememesi ve eşinin evden gitmesini istemesi nedeniyle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının nafaka talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin gelirinin kadından fazla olduğu halde müvekkili lehine tedbir nafakasına hükmedilmediğini, ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek tedbir nafakası, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarına itibar edilmediğini, kadının kusurlu olduğunu, evi terk edenin kadın olduğunu, çocuğu da erkekten uzaklaştırdığını, erkeğe izafe edilen kusurların gerçekleşmediğini, ev işi yapmayan, eve muska koyan kadının kusurlu olduğunu, erkeğin ailesinin her daim maddî ve manevî anlamda desteklediklerini, kadının annesinin ise erkeğe hakaret ettiği, onu tehdit ederek birliğe zarar verdiğini, kadının devlette çalışmaya başlamasıyla birlikte eşini terk etmesi, evlilik birliği içinde ağır kusurlu olması, müvekkilin kusursuzluğu, delillerin ve olayların objektif değerlendirilmemesi nedenleri ile erkeğin kadının davranışlarını affettiğine dair dayanağı belli olmayan kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davsı ile reddedilen davası ile tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmemesinin yerinde görülmediği, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın az olduğu gibi tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının da az olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun tedbir nafakası, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; taraflarının aylık gelirleri arasında ciddi bir fark bulunduğu, erkeğin gelirinin yüksek olduğu, günümüz ekonomik koşulları, erkeğin kusurlu davranışlarının ağırlığı ve hakkaniyet gereği ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek tedbir nafakası, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İstinaf Mahkemesince kusur değerlendirmesinin hatalı ve gerekçesiz yapıldığını, kazancı müvekkilimden kat be kat fazla olan ve evi terk eden eş sebebiyle esas zarara uğrayan erkek için tedbir nafakası verilmesi gerekmekte iken bu hususlar irdelenmeksizin eşe boşanma davası kesinleşene kadar tedbir nafakası verilmesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını, kazancı asgari ücret ile sınırlıyken, ortak çocukların yaşı, eğitimi gereği ve davacının kazancına da bağlı olarak iştirak nafakasının iki katına çıkarılmasının müvekkili zor durumda bırakacağı, Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmeyen Mahkeme dosyası değerlendirildiğinde açıkça görüleceği gibi; ilk derece mahkemesi kararında ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki ifadelerin aksine tüm tanık beyanları ve mahkemeye sunulan delillerde de açıkça belirli olduğu gibi mahkeme kararı Yargıtay kararlarına da aykırılık teşkil ettiği, kadının devlette çalışmaya başlamasıyla birlikte eşini terk etmesi, evlilik birliği içinde ağır kusurlu olması, müvekkilin kusursuzluğu, sürekli maddî çıkar sağlamaya çalışması, delillerin ve olayların objektif değerlendirilmemesi, kusura ilişkin itirazlarımızın değerlendirilmemesi, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde maddî açıdan çok daha güçlü olan davacıya boşanma davası açılmasından kesinleşmesine kadar tedbir nafakası bağlanması, fahiş bir şekilde maddî manevî tazminatlar ile iştirak nafakasının 3 katına yakın arttırılarak verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tedbir nafakası, iştirak nafakasının miktarı ile tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın için hükmedilen tedbir nafakası, iştirak nafakasının miktarı ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Neslihan'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.