Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9216 E. 2024/5564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan ödenmesinin, manevi tazminat miktarının ve maddi tazminat talebinin tefrik edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, manevi tazminat miktarı ve maddi tazminat talebinin tefrik edilmesi hususlarında yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1515 E., 2023/2191 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/119 E., 2023/338 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin daha önce boşanma amacıyla Samsun 3. Aile Mahkemesi'nin 2016/487 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama soncunda 16.11.2017 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, kararın 01.02.2019 tarihinde kesinleştiğini, aradan 3 yıl geçtiği ve tarafların o günden bu güne ayrı yaşadıklarını iddia ederek tarafların ortak yaşamın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının erkeğin hiç bir sebep yokken evi terk ettiğini, taraflar evlendikten 4 ay sonra da kadının trafik kazası geçirdiğini ve bu süreçte davacının kendisi ile ilgilenmediğini, kazadan sonra boşanma davası açtığını, maddi yardımda bulunmadığını, davacı ile evlenirken evlilik masrafını düğün masraflarını kendisine yaptırdığını iddia ederek yasal nedene dayalı süre geçtiği için boşanmaya karar verilmesini, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve düğün masraflarının karşılaması nedeniyle 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; taraflar arasında daha önce boşanma davası açıldığı, davacı tarafından açılan davada davalının kusurunun ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verildiği, açılan davanın kesinleşmesi sonrasında kanunun aradığı 3 yıllık sürenin geçtiği ve bu süre içerisinde tarafların evlilik birliğinin yeniden kurulması amacıyla bir araya gelmedikleri ve fiili olarak ayrı yaşadıklarının tanık beyanlarından anlaşıldığı, önceki davada davalı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, red ile sonuçlanan önceki davada "davacı kocanın ortada sebep yokken evi terk ettiği, davalıya maddi ve manevi destek olmadığı" şeklinde kusurlar yüklendiği, kararın ve kusurların kesinleştiği, tanık anlatımlarından davacının, davalının trafik kazası geçirmesi sonrasında onunla ilgilenmediği maddi ve manevi destek olmadığı, başlangıçta yersiz boşanma davası açarak fiili ayrılık nedenine dayalı başvurmanın zeminini hazırlayan, boşanmaya sebebiyet veren davacı erkeğin red ile sonuçlanan davada ki kusurları da dikkate alınarak davacının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalı kadının cevap dilekçesinden maddi tazminat talebini, düğün masraflarını karşılaması sebebine dayandırmış olması nedeniyle bu tazminat talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesi kapsamında bir maddi tazminat niteliğinden olmadığından bu talebin tefrikine karar verildiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına tek seferde ödenmek üzere toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında olmayan 30.000,00 TL maddi tazminata ilişkin talebin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve manevi tazminat yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen yoksulluk nafakasının toptan olması ve miktarı, manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat isteminin tefriki yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen yoksulluk nafakasının toptan olması ve miktarı, manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat isteminin tefrik edilmesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına toptan nafaka hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olup olmadığı ve manevi tazminat miktarının isabetli olup olmadığı, davalı kadının maddi tazminat talebi hakkında tefrik kararı verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.