Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9238 E. 2024/5571 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina nedeniyle açılan boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddine, tazminat miktarına ve nafaka miktarına ilişkin kararın temyiz edilmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1071 E., 2023/2471 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/789 E., 2022/130 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadının hor gördüğü, toplum içinde aşağıladığı, kadının Almanya'da açtığı dükkanı erkeğin işlettiği, erkeğin dükkan kasasından para çaldığı, dükkanını hesaplarında büyük açık olduğu, erkeğin dükkanın eşyalarını kadından habersiz başkasına sattığı, erkeğin başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, kadının bu ilişkiye karşı çıkması üzerine erkeğin kadını darp ettiği ve hakaret ettiği, erkeğin müşterek çocuğu karşı sorumluluklarının yerine getirmediğini iddia ederek tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 1.200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini Almanya'daki dükkanın erkeğin kendi çabasıyla açıp işlettiğini, harcamalardan kadının bilgisinin olduğunu, kadının ailesinin erkeğin aşağıladığı kadının bu duruma ses çıkarmadığı, erkeğin kadını aldatmadığı, erkeğin kadını aldattığı iddia ettiği kadını, geçici süreliğine işe aldığı, erkek ile kadın arasında bu konuda çıkan tartışma sonucu kadının ve kadının kök ailesinin erkeği tehdit ettiği, şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, kadının erkeği eve almadığı kapının kilidini değiştirdiği, kadının dükkana, erkeğin kişisel eşyalarına ve nakit parasına el koyduğu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, erkekle birlikte Türkiye'ye kesin dönüş yapmadığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 1.500.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tüm dosya kapsamı ve dinlenen davacı-davalı kadın tanıklarının beyanı ile davalı-davacı erkeğin başka bir kadınla ilişkisini olduğu yine özellikle de erkeğin birlikte yaşadığı iddia edilen dinlenen davalı-davacı tanığı ... nın beyanı ile davalı-davacının çocuğunun babası olduğunu beyan ettiği, ilk olarak davacı-davalının, davalı-davacı erkeği evden attığını sonra tarafların barıştıklarını, eşine döneceğini düşündüğünü ancak davalı-davacının eşinin elinden herşeyini aldığını bu sebeple eşine dönmeyeceğini beyan ettiğini ve çocuklarını da davalı- davacıyı baba olarak kabul ettiklerini ve bir de çocukları olduğunu beyan ettiği, davalı-davacı kocanın zina eylemi sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evliliğin devamında korunması gereken bir fayda kalmadığı, bu nedenle davacı-davalı kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma talebi yönünden zinaya dayalı boşanma kararı verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davalı-davacı erkeğin açmış olduğu davada davacı-davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu olduğu konusunda mahkememizde kanaat oluşmadığı , davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadının kusurunu ispat edemediği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının dosyada dinlenen tanık beyanları uyarınca, Almanya da kuaför olarak çalıştığı dikkate alınarak, davacı-davalı kadının nafaka talebinin reddine karar vermek gerektiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı açılan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, davacı-davalı kadın için tedbir nafakasının talebinin reddine, ve kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ve boşanmanın ferileri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; davalı-karşı davacı kocanın başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuğu olduğu, zina hukuki sebebine dayalı davanın sübut bulduğu; davacı-karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ise ispat edilemediği, bu sebeple, ilk derece mahkemesinin zinadan açılan asıl davanın kabulü, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılan karşı davanın reddi ile kusur tespitine ilişkin kararının ve kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmetmesi ve tazminat miktarları usul ve yasaya uygun olduğu, müşterek çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasının koşullarının oluştuğu, ilk derece mahkemesince, velayeti anneye verilen müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarının, belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlendiği, Almanya ülkesinde hükmedildiği iddia edilen nafakaya ilişkin tenfiz kararının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından zinaya dayalı açılan boşanma davasının kabulünün ve erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı açılan boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafakanın takdirinin ve miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 161 inci, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı 182 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.