"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/982 E., 2023/1374 K
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 23. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/434 E., 2022/238 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden iki ortak çocuklarının olduğunu, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle, eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, evin geçimini sağlamadığını, bağımlı derecede iddia oynadığını, müvekkiline sürekli fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, bu yüzden müvekkilinin 2012-2013 yılları arasında sığınma evinde kaldığını, bu darp olayı yüzünden de ceza davası açıldığını, ayrıca sürekli de tehditlerde bulunduğunu, hakaret ettiğini, ortak çocuk Büşra'ya da fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının kendisini bıçakladığını, bu şekilde bir çok kez intihar girişiminde bulunduğunu, psikolojisinin bozuk olduğunu, tüm bu olaylar yüzünden müvekkilinin 09.04.2021 tarihinde ortak haneyi terk etmek zorunda kaldığını, davalının bu kusurlu davranışlarından dolayı da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakaların gelecek her yıl Üfe-Tüfe ortalaması oranında artırılması ile yine müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebiyle dava açılmıştır.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, eşini ve çocuklarını çok sevdiğini, boşanmak istemediğini, kimseye şiddet uygulamadığını, sadece kendisine zarar veren bir yapısının olduğunu, davacının saygısız davranışları nedeniyle aralarında ufak tefek tartışmalar çıktığını, ancak aralarında bir geçimsizlik bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıyı bir çok kez darp ettiği, kimi zaman sopa ve kemerle dövdüğü, ortak çocuk Büşra'ya da şiddet uyguladığı, Büşra'nın yaptığı her şeye karıştığı, davacıya "ya kızın ya ben, bu kızı yurda vereceğim" diyerek davacıyı seçim yapmaya zorladığı, ortak çocuğa davacıyı kastederek "eğer annen birisiyle evlenirse o adamı da o oğlanı da öldürürüm" diyerek tehdit ettiği, evin ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığı kazandığı parayı iddia oyununa yatırdığı anlaşılmış olup evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalının tamamen kusurlu olduğu, davalı hakkında vesayet davası açılmış ancak Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1358 Esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Büşra için takdir edilen aylık 350,00 TL, Kübra için de takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren ise ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakaların gelecek her yıl ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı kadının yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddialarının ispat edilemediğini, ortak çocukların müvekkili ile husumetli olan davacı ile yaşadıklarını, müvekkili aleyhine tanıklık yaptıklarını, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve hükme esas alınamayacağını, müvekkiline davacının psikolojik baskıları nedeniyle müvekkilinin intihar girişiminde bulunduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığından davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek kararın tümüyle kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarının ispat edilemediğini, ortak çocukların müvekkili ile husumetli olan davacı ile yaşadıklarını, müvekkili aleyhine tanıklık yaptıklarını, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve hükme esas alınamayacağını, müvekkiline davacının psikolojik baskıları nedeniyle müvekkilinin intihar girişiminde bulunduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığından davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek kararın tümüyle bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve fer'îler noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.