"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1195 E., 2023/2444 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Isparta 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/182 E., 2022/18 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesiyle; erkeğin yoğun çalıştığını, kadının kendisine ilgisiz kaldığını, kadının kürtaj olmasına erkek onay vermişse de hiç bir zaman gönüllü olmadığını, sonrasında da travma olarak kaldığını, 2019 dan beri ayrı odalarda uyuduklarını, yatakları ayırdıklarını, kadının erkeğin ailesine mesafeli kalarak onları evde istemediğini söylediğini, en son kadının pandemi nedeniyle ayrı banyoları kullanmak istemesi ile de evden ayrıldığını, kızlık soyadın kullandığını ileri sürerek davalarının kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesiyle; erkeğin iş yoğunluğundan kadını ve evliliğini ikinci olana attığını, ilgisiz kaldığını, geç geldiğini, tüm zamanını işe ve hastalarına ayırdığını, yatağını ayırdığını, gece mesajlaşmalarının olduğunu, sürekli hakaret, aşağılama ve zaman zaman da fiziksek şiddetine maruz kaldığını, kadının utanarak erkeğin fiziksel şiddetini saklarken erkeğin bunu 3. kişilerle paylaştığını, kadından maddî imkanlarını esirgediğini, ailesine sorunları anlatarak onların birliğe müdahale etmelerine sebep olduğunu, evliliğine sahip çıkmadığı ve ihanet ettiğini, en sonda başka bir kadının erkekten hamile kaldığını öğrendiğini müvekkiline karşı açılmış bulunan haksız asıl davanın reddine karar verilmesine, haklı karşı boşanma davalarının evlilik birliğinin temelden sarsılması ve zina nedeniyle kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesine, kadın için yasal faiziyle birlikte 1.000.000 TL maddî, 1.000.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden kadının, erkeğin ailesi tarafların ortak evine geldiğinde konukları ile ilgilenmediği, odasına çekildiği, yanlarına gelmediği, bu şekilde eşine yönelik gelenekler konusunda sosyal şiddet uyguladığı, ayrıca kadının erkeğe kendisine ev alması için baskı yaptığı, bu kapsamda kocasına "bu evi sana s... s... aldıracağım" şeklinde mesaj çektiği bu suretle ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kadını atfettiği sosyal medyada kızlık soyadını kullanmasına, evde yemek yapmamasına, aynı banyoyu kullanmasına izin vermemesine, kız kardeşinin arabaya binmesine izin vermemesine ilişkin kusur iddiaları yönünden ise davalı kadının evlendiği tarihten öncesinden bu yana sosyal medyada kızlık soyadını kullandığına dair beyanının aksinin kanıtlanamadığı, her iki tarafında çalışan eşler olduğu, yoğun olarak çalıştıkları, erkeğin bir çok zaman eve gelmediği veya geç geldiği, evde yemek pişirme görevinin her iki eşinde çalıştığı ailelerde sadece kadına yüklenecek bir görev olmaması nedeniyle evde düzenli yemek yapılmamasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, pandemi sürecinde iki banyo olan evde doktor olan eşlerin ayrı ayrı banyoların kullanılmasına yönelik talebin ve tercihin, talep eden eş yönünden kusur olarak değerlendirilemeyeceği, kadın gebeliğini sonlandırırken, erkeğin de onamını almış olması ve gebelik sonlandıktan sonra da tarafların birlikte yaşamayı sürdürmüş olmaları nedeniyle gebeliği sonlandırılması eyleminin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına diğer atfedilen kusurlarında usulüne uygun kanıtlanamadığı, karşı dava yönünden ise; erkeğin işi ile aşırı ilgilendiği, haftanın yarısını işi nedeniyle Antalya ilinde geçirdiği, eve geldiği zamanlarda da geç saatlerde eve geldiği bu suretle evini ve eşini ihmal ettiği, ilgilenmediği, kadına yönelik birden fazla defa fiziksel şiddet uyguladığı, kadına "beynini sinkaf ettiğim, kadının görevi yemek yapıp çocuk doğurmaktır bunları da yapmıyorsun, ben dövmedim, kafasını bir iki defa torpidoya vurdum, onu vura vura adam ettim" şeklinde hakaret ettiği, aşağılayıcı ifadeler kullandığı, fiziksel şiddet uyguladığını 3. kişilere de anlattığı, 0505 ... .. 00, 0507 ... .. 00 numaralı telefonları kullanan kadınlarla cinsel güveni sarsacak nitelikte, sayıda, günün değişik saatlerinde iletişim içerisinde olduğu, ... N. isimli kadınla sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte ilişkisi olduğu, bu kadınla Cunda'ya tatile gittiği, dosya içerisine alınan otel kayıtlarından erkeğin 07.07.2019 tarihinde ... isimli kadınla otelde aynı odada konakladığı bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğe atfedilen diğer kusur iddialarının ise usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı, tüm bunlardan dolayı taraflar arasındaki evlilik birliğinin tarafların sabit kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı ve her iki taraf içinde çekilmez hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği, kadının davasının ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi ve 161 inci maddesi gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kusurunun ağırlığı ve geliri dikkate alındığında kadın için hükmedilen tazminatların miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur değerlendirmesinin ve buna bağlı davaların kabulünde ve kadın yararına tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tazminat miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; affedilen olaylardan sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiğini, kusuru olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin gelirine oranla tazminatların miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.