Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9250 E. 2024/6766 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler değerlendirilerek, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama ve kusur belirleme, velayet, maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1610 E., 2023/2277 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/90 E., 2023/152 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının gereksiz harcamaları, maddî istekleri olduğunu, maddî olarak aile bütçesine yardım etmediğini, eşyalarının karıştırdığını, aldatmakla suçladığını, aile sırlarını ailesine anlattığını, güvensiz ve kıskanç olduğunu, çocuğa anne sütü vermediğini, başkaları ile kıyasladığını, ziynet eşyalarının habersiz götürdüğünü, sosyal hayatını engellediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, faizi ile 50.000,00 TL manevî, 75.000,00 TL maddî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin ilgisiz, kaba olduğunu, aşağılayıcı konuştuğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, bekar hayatını sürdürmek istediğini, arkadaşlarına eşinden daha çok değer verdiğini, sanal alemde vakit geçirdiğini, kadının arkadaşlarının ve akrabalarının eve gelmesini istemediğini, cinsel anlamda uzaklaştığını, eşi ile vakit geçirmek istemediğini, uzun süre küsüp konuşmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, doğumdan sonra ilgilenmediğini, çocukla ilgilenmediğini, kadını evden kovduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın için 800,00 TL tedbir nafakasının, 250.000,00 TL manevî, 300.000,00 TL maddî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, iştirak nafakasına arttırım uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadının erkeği başkalarıyla kıyasladığı, buna karşılık davacı-davalı erkeğin kadını başkaları yanında olacak şekilde aşağıladığı, hakaret ettiği, eşiyle yeterince vakit geçirmediği, telefonda ve internette çok vakit geçirdiği, eşinin ailesine mesafeli davrandığı ve kadına uzun süreli küslük yaptığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve bu duruma erkeğin yukarıda sayılan ağır kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdiği, kadının ise gerçekleşen olaylarda hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ayrı yaşanılan zaman içerisinde müşterek çocuğun annesi yanında kaldığı, bakımı, gözetimi ve sağlığı açısından annenin bir ihmaline yahut velâyeti üstlenmesine engel bir duruma ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, çocuğun annenin yakın ilgi ve şefkatine muhtaç yaş aralığında bulunduğu, uzman tarafından düzenlenen raporda da velâyetin anneye verilmesinde bir sakınca bulunmadığının belirtildiği gerekçesi ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti annesine verilen ortak çocuk yararına 08.03.2022 tarihli 3 no'lu celsesinin 3 no'lu ara kararıyla hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar bu şekilde devamı ile davacı-davalı erkekten alınarak velâyeten davalı-davacı kadına verilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak velâyeten davalı-davacı kadına verilmesine, hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıldan itibaren her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında attırılmasına, davalı-davacı kadının tedbir nafakası talebinin düzenli ve sürekli gelir sahibi olması sebebiyle reddine, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile tedbir nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, velâyet kendisine verilmeyen eş ortak çocukların bakım ve eğitim giderlerine maddî gücü oranında katılmak zorunda olup, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile davacı- davalı davalı-davacı kadının istinaf isteminin tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden kabulü ile hükmün 5,6,7 ve 8 nolu bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine gerekçeye uygun aşağıdaki şekilde yeni bentler oluşturulmasına, yerine yeni bent oluşturulmasına karar verilmeyen hüküm fıkralarının aynen muhafazasına, davalı-davacı kadının ortak çocuk için tedbir nafakasına yönelik isteminin kısmen kabulü ile; dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin kararı tarihi olan 16.02.2023 tarihine kadar 750,00 TL, 16.02.2023 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak çocuk yararına harcanmak üzere davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadının ortak çocuk için iştirak nafakası isteminin kabulü ile boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.800,00 TL iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak çocuk yararına harcanmak üzere davalı- davacı kadına verilmesine, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, dava tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar davalı-davacı kadın için aylık 800,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, 100.000,00 TL maddî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakaları ile iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.